'ELLİ BİN İSTİHDAMI' DÖRT YIL GEÇMEDEN SORACAĞIZ...

'ELLİ BİN İSTİHDAMI' DÖRT YIL GEÇMEDEN SORACAĞIZ...


‘Ellibin istihdamı’ dört yıl geçmeden soracağız…





İkibinondört yılının sonunda, Sheraton Otelde düzenlenen “Dünya Kenti Olma yolunda Adana” konulu söyleşide şunları söylüyor, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç:





“Adana’yı kent yaşamıyla, sanayisiyle, tarımıyla, yeniden cazibe merkezi yapmak için çalışıyoruz” diyor.





Başkan Kıvanç, konuşmasının bir bölümünde de şunların altını önemle çiziyor:





“Sanayinin gelişimi için altyapı, yatırım, çevre, ticaret, hizmeti turizm gibi birçok alanın dengeli biçimde kurgulanması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki kentleşme modelinin temelinde de bu uyum yaymaktadır.”





***





Yıllardır konuşulan bu olmasına karşın; ‘iktidarın’ özenle uzak durduğu konu da bu değil mi?





Adana’nın Her gün biraz daha ‘güç’ yitirmesi,





Biraz daha yoksullaşması,





Biraz daha karmaşık olaylara gebe olması,





Tarım sanayisi ya da diğerlerinin biraz daha bir başına kalması,





Kent yaşamından uzaklaşılması…





Salt Adana mı?





Yurdun her yanından benzer kaygılar, çırpınışlar, bitişleri tükenişler duyuluyor!





Tarım üreticisi, makine sanayi, piyasa çığlıklar atıyor!





Toplumda ‘uçlaşmış’ katmanlar arasındaki uçurum büyürken, ‘üretim’ her geçen gün bir yerlerinden budanıyor, dışalımla sağlanan ürünlerle gereksinen besinler evlere giriyor, ekim alanları azalıyor, tarım ürünleri katma değersiz bile pazar bulamıyor…





Ya çözüm?





***





Bir konuyu söylediğiniz, anlattığınız, söz verdiğiniz “yer” çok önemli.





Adana’nın en lüks otelinde;





Ayakları toprak,





Elleri soğuk su,





Günleri doyumsuzluk,





Mutfakları yokluk,





Çocukları işsizlik bilmeyenlerin bir araya gelerek düzenledikleri söyleşi ne denli içten, ne denli gerçekçi, ne denli içi dolu, ne denli gelecek için sorgulayıcı olur ki?





Başkan Kıvanç’ın, o günlerde söylediği şu sözleri de anımsayalım:





“ADOSA olarak Adana’nın marka kent olmasına yönelik son dönemde gerçekleştirilen tüm çalışmaların sonuna dek destekçisi olacağız.”





‘İktidar’ nasıl bir atılım göstermiş, nasıl bir gelişme içerisine girmiş, Adana’nın marka olabilmesi için hangi varsıllığını öne çıkarmışsa artık…





***





Dört yılı aşkın bir süre geçmiş aradan…





Lüks otelde, o gün, o söyleşiyi izleyenlerden kaçı denilenleri anımsar bilmiyorum.





Çoğu zaman sevmediğim, ancak buna benzer konularda yararlandığım için önemsediğim teknolojinin ‘sormasını bildikten’ sonra ‘bilmediği-yanıtlamadığı’ soru yok!





Başkan Kıvanç, önceki günlerde düzenlenen “İstihdam Seferberliği 2019” konulu etkinlikte bazı saptamalar yapıyor, diyor ki:





-          Cumhurbaşkanımıza söz verdik.





-          Hükümetimizin de desteğiyle, ülkemizin bekası, milletimizin refahı için toparlanma sürecine katkı sağlamayı sürdüreceğiz.





-          İstihdama katkı sağlamanın, işsizlerimize iş-aş kazandırmanın mutluluğunu yaşayacağız.





-          Hükümetimizin sağladığı istihdam destekleri ile finansmana erişimdeki sıkıntılarımızın çözümlenmesi, iş dünyamızın da çabasıyla Adana olarak ellibin yeni istihdamı başarabileceğiz…





***





Burada dikkat çekilmek istenen konu, ‘hükümetin’ destek olması durumunda ‘istihdamda’ sağlanabilecek gelişmeler…





İş insanlarının, geçtiğimiz süreçte yaşanan krizle birlikte ‘her tür’ sıkıntılara karşı korunduklarını gizlemeye ya da söylerken yutkunmaya gerek yok!





Zaten Başkan Kıvanç’da konuşmasının son bölümünde desteklerin sağlandığını belirtirken;





Nisan ayı sonuna dek, üç aylık süre için (burası önemli) her ek ‘istihdama’ prim-vergi-ücret ödenmeyeceğini, çalışanın maliyetinin sıfır olacağını, ilerleyen ayların da pirim ile verginin devletçe karşılanacağını, söylüyor.





Çalışanlar için de yapılan istihdama yönelik ücretin, asgari ücretin, prim-vergi desteğinin, kısa çalışma ödeneğinin, önce işbaşı-eğitim ardından istihdamın, nitelikli işgücü eğitiminin, önemine vurgu yapılıyor…





***





Kapitalizmin, daha çok da ‘kapitalist’ olmayı başaramamış ‘özencilerin’ doyumsuzluğuna, servet düşkünlüğüne, güç hırslarına, banka hesabı tutkularına, ‘hep benim olsun’ yaşam biçimlerine, ‘koltuğu bırakmam’ sevdalarına özlemle bakamadım hiç!





Bunların da emekçi katmanın yararına, emekli katmanın erincine, işçi sınıfının gönencine yönelik çaba harcayacaklarına inanmadım hiç!





Bir ülkenin ‘resmi’ organları ‘açlık sınırını’ belirlerken, iktidar ile yapıdaşları ‘asgari ücreti’ bunun altında belirleyip-övebiliyor! Bunu ‘destek’ sayabiliyor!





Dört yıl önce sözü edilen “kent yaşamıyla, sanayisiyle, tarımıyla, yeniden cazibe merkezi olması için” çaba harcanan Adana bugün nerede?





Dört yıl boyunca bir yandan iş insanları, bir yandan iktidar ne yapmadı da bugün Adana işsizlikte ön sıralarda, neden ‘ellibin istihdam’ diye yola çıkılırken, bir yandan da ‘iktidar’ sözü edilmeden geçilmiyor?





Dört yıl boyunca altyapı, yatırım, çevre, ticaret, turizm ‘hizmetleri’ ne ölçüde giderildi? Şimdi ‘iktidar’ için uğraş veren büyükkent belediyesinin birkaç yıl önce yerel ‘iktidar’ sözcüleri tarafından yalnız bırakıldığı, bitmeyen ‘köprü’ konusunda bile yaşananlar unutuldu mu?





Sözü edilen ‘ellibin istihdamı’ dört yıl geçmeden soracağız…



Oktay EROL

7.03.2019 00:01:25

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI