“EMEKLİLERDEN İLAÇTA KATKI PAYI ALINMASIN”
Manşet Haber 14.08.2018 10:31:08 0

“EMEKLİLERDEN İLAÇTA KATKI PAYI ALINMASIN”

“EMEKLİLERDEN İLAÇTA KATKI PAYI ALINMASIN”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaşanan ekonomik sorunlar dikkate alınarak geçen dönemde de gündeme taşıdığı emeklilerden ilaçta katkı payı alınmaması için vermiş olduğu kanun teklifini yeniledi.

1 Ekimde başlayacak meclis çalışmaları öncesi komisyonlara gönderilerek değerlendirilen kanun teklifine bir yenisini ekleyen Gürer, ekonomik sorunların ağırlaştığı bu süreçte en mağdur olan kesimin emekçiler ve emekliler olduğuna dikkat çekerek emekliler için kısmi iyileştirme sayılacak uygulamaların bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Gürer bu amaçla emeklilerden sağlık hizmetlerinde ödedikleri katkı payının alınmaması için TBMM Başkanlığına Kanun Teklifi verdi. Gürer, zor koşullarda yaşamlarını sürdüren emekliler için en azından sağlık hizmetlerinde bir nebze iyileştirme yapılması gerektiğini belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun Teklifi verdi.

CHP Milletvekili Gürer, Meclis Başkanlığına verdiği Kanun Teklifinde, emeklilerin sağlıkta ödediği katkı paylarının, bütçelerinde ciddi bir kalem oluşturduğuna dikkat çekti.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 68’inci maddesinde “Katılım Payı Alınmaması” ve 69’uncu maddesinde “Katılım Payı Alınmayacak Haller, Sağlık Hizmetleri ve Kişiler” ile ilgili düzenlemelerin hüküm altına alındığını anımsatan Gürer, “Bu kanunda yapılan değişikliklerle, Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) göre emeklilerden muayene katılım payının alınmaması hedeflenmiştir. Ancak Katılım paylarını düzenleyen mevzuat halen yürürlükte olduğundan, konu hakkında iş ve işlemler buna göre yürütülmektedir” dedi.

CHP Niğde Milletvekili Gürer, “Emekliler zor koşullarda yaşamlarını sürdürmektedir. Sosyal devlet olmanın gereği olarak emeklilerin sağlıkta ödedikleri katkı payı kaldırılmalıdır. Emeklilerin yaşamlarını bu uygulama iyileştirmeye yetmez ama sağlıkta olsun bir nebze iyileştirme sağlanmış olur. Çok zor koşullarda yaşam mücadelesi veren emekliler için yapılması gereken çok düzenleme var. Emeklilerde yaşa takılanlar mağdur, emeklilerden intibak nedeni ile mağdur olanlar var. Ücretlerin yetersizliği tüm emeklileri doğrudan etkiliyor. Sosyal yaşamlarını iyileştirilmesi için yapılan düzenlemelerde ise çok az. Sonuçta her çalışan emekli olacak. Emeklilere sahip çıkılması şart” ifadelerini kullandı.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°