GÖREVİNİ SERTAN DURAN’A DEVRETTİ
SİYASET 23.05.2017 17:34:27 0

GÖREVİNİ SERTAN DURAN’A DEVRETTİ

GÖREVİNİ SERTAN DURAN’A DEVRETTİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana İl Başkanı seçilen Sertan Duran, selefi Yusuf Baş’tan görevi devraldı.
MHP Adana İl Başkanı Yusuf Baş, iki yıldır yürüttüğü görevi, halefi Sertan Duran’a devretti. İl Başkanlığı binasında yapılan devir-teslimde sade bir tören tercih edildi. Halef-Selef başkanlar, partinin daha çok başarısı yönünde olumlu mesajlar verdiler.
MHP Adana’nın yeni İl Başkanı Sertan Duran, milliyetçi-ülkücü hareketin günlük politikaların çok üstünde bir dava hareketi olduğunu vurguladığı konuşmasında, birlik ve beraberliği ön plana çıkaran mesajlar verdi. Duran “Milliyetçi Hareket Partisi ülküleri ve ilkeleri olan bir partidir. Bu davada 48 yıllık bir emek var. Daha da ötesinde vatanın, milletin bekası uğruna daha çocuk yaşlarda cezaevlerinde yatan Taşmedreseli ağabeylerimizin çilesi, binlerce şehidimizin hakkı var. Kuşkusuz bu bir bayrak, bir sancak yarışıdır. Yusuf Ağabeyle iki yıldır beraber çalışıyoruz. Yusuf Başkan’ımdan aldığımız sancağı daha yukarılara taşımanın çabası içinde olacağız.” diye konuştu.
“Daima birlik ve beraberliği pekiştirmenin çabasını vereceğiz” diyen MHP Adana İl Başkanı Sertan Duran, “Küçük olsun, bizim olsun demeyeceğiz. Büyük olsun hepimizin olsun. Zaten bu davanın kendisi büyüktür. Yediden yetmişe, geçmişten geleceğe herkesi kucaklamayı arzuluyoruz.”şeklinde konuştu.mhp adana devir teslim (3)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°