GÖZALTI MORLUKLARI KADERİNİZ DEĞİL
Manşet Haber 25.04.2018 19:15:04 0

GÖZALTI MORLUKLARI KADERİNİZ DEĞİL

GÖZALTI MORLUKLARI KADERİNİZ DEĞİL

Göz Altı Işık Dolgusu İle Göz Çevresine Etkili Dokunuş

Kişiyi olduğundan daha yorgun, bitkin, uykusuz, yaşlı ve sağlıksız gösteren göz altındaki morlukların oluşumda çeşitli etkenler bulunuyor. Günümüzde her üç kişiden biri göz altındaki morluklardan şikayetçi... Gözlerin ve çevresinin yüzün odak noktası olduğunu belirten, canlı ve çarpıcı bakışların ancak sağlıklı göz çevresi ile mümkün olacağına işaret eden Dr. Mustafa Kemal Ataönder, göz çevresi kırışıklıkları, göz altı çöküklüğü ve morluklarını tedavisinde çok tercih edilen Göz Altı Işık Dolgusu ile ilgili bilgi verdi.

Göz çevresi yüzümüzde en çabuk yaşlanan yerlerden biridir. Çeşitli etkenlerden dolayı oluşan göz altı çukurunun yaşımızı, yorgunluğumuzu ve enerjimizi yansıttığını vurgulayan Dr. Mustafa Kemal Ataönder: “Göz altı çukuru ve morlukları ya yapısal olarak vardır ya da yaşlanma, uykusuzluk, düzensiz yaşam biçimi, alkol, sigara kullanımı ile oluşabilir. Yaşımız ilerledikçe yüzümüzün kemik yapısı küçülmekte, yağ kaybı yaşanmakta ve doğal olarak bu durumda göz altı geriye doğru hareket etmektedir. Bunun sonucunda da göz bölgemizin altında boşluk ve gölgeler oluşmaktadır. Özellikle bu bölge için geliştirilen Göz Altı Işık Dolgusu öncelikle göz altı çukurunun güvenli bir şekilde düzeltilmesini, yeniden yapılanmasını sağlıyor. İçindeki yeniden yapılandırma kompleksi sayesinde göz çevresi derisinin kalitesini yüksek oranda artırırken morluklar üzerinde de etkisi oluyor. Göz çevresini gençleştirmek için uygulanan Göz Altı Işık Dolgusu’nun etkisi 18 aya kadar sürebilir. Göz Altı Işık Dolgusu için çoğu zaman tek seans yeterli olabilir. Sadece hastaların küçük bir kısmında bir ay sonrasında rötuş gerekebilir” dedi.

Göz altı için kullanılacak ürünün içeriğine ve markasına dikkat edilmesinin önemini vurgulayan Dr. Mustafa Kemal Ataönder, “Hastaların bu konuda tecrübeli bir hekime baş vurarak ve mutlaka uygulanan ürünün markasına dikkat etmelerini öneririm. Hekimler de iyi sonuç alacakları, güvenilirliği ispatlanmış ürünleri tercih etmelidirler” diye vurguladı.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°