GÜNLÜK ORTALAMA 3 SAAT 34 DAKİKA TELEVİZYON İZLEDİK
Manşet Haber 20.11.2019 13:04:24 0

GÜNLÜK ORTALAMA 3 SAAT 34 DAKİKA TELEVİZYON İZLEDİK

GÜNLÜK ORTALAMA 3 SAAT 34 DAKİKA TELEVİZYON İZLEDİK

Dünyada yaşanan dijitalleşme ile birlikte televizyon izleme oranları da düşerken, geçen yıl günde 3 saat 34 dakika televizyon izlediğimiz ortaya çıktı. Bu rakam 2006 yılında ise 5 saat 8 dakika olarak kaydedildi.
Ajans Press ve ITS Medya’nın dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl televizyon başlığında çıkan haber sayısı 50 bin 930 olurken, televizyon izleme ile alakalı basına 643 haber yansıdığı tespit edildi. Haber başlıkları incelendiğinde, Türkiye’de en çok dizi ve magazin programlarının konuşulduğu gözlemlendi. Bunun yanı sıra son zamanlarda mobil üzerinden izlenmelerin arttığı da konuşulan başlıklar arasında yer aldı. Ayrıca yaş ortalaması ile televizyon izleme sürelerinin doğru orantılı olduğu belirlenirken, eğitim düzeyi arttıkça televizyon izlenen gün sayısının da azaldığı görüldü.
Ajans Press’in, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden elde ettiği bilgilere göre, geçen yıl televizyon izlenme oranı günde 3 saat 34 dakika olarak saptandı. Geçmiş yıllar incelendiğinde ise 2015 yılında 3 saat 54 dakika, 2012 yılında 4 saat 23 dakika, 2006 yılında ise 5 saat 8 dakika televizyon izlediğimiz tespit edildi. Böylelikle televizyon izlenme oranının yıllar içinde düşüş gösterdiği kaydedildi

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°