Barış Manço
BİYOGRAFİLER 19.07.2016 19:34:49 0

Barış Manço

Barış Manço

2 Ocak 1943 tarihinde İstanbul´da doğdu. Sahnelerle ilk kez 1958 yılında Galatasaray Lisesi´nde öğrenciyken tanıştı. Galatasaray Lisesi´ni bitirdikten sonra yüksek öğrenimini tamamlamak için Belçika´daki ‘Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi´ne gitti.

Grubu ‘Kurtalan Ekspres’ ile beraber Türkiye´de ve yurtdışında birçok ülkede konserler verdi. Yaptığı 200´den fazla beste sayesinde 12 altın ve 1 platin albüm kazandı. Ayrıca bu besteler Arapça, Japonca, Farsça, İngilizce ve Fransızca gibi birçok dile çevrilerek farklı sanatçılar tarafından yorumlandı.

Manço´nun şarkıcı ve besteci kişiliği, sunucu ve program yapımcısı kişiliğiyle de birleşerek ortaya herkesin çok sevdiği ‘Barış Manço’ çıktı. Ekranların en sevilen eğlence ve kültür programlarından biri olan ‘7´den 77´ye’, ilk olarak 1988 yılında TRT1´de yayınlanmaya başladı.

‘Türkiye´nin Evliyası’ lakabını da kazanan sanatçının, ‘Barış Manço Live In Japan’ (1996) adlı albümü, Japonya´daki konserinin canlı kayıtlarının olduğu bir albüm. Bu albümün özelliği, Manço´nun bizlere veda etmeden önce yayınladığı son albüm olmasıydı. 31 Ocak 1999 tarihinde İstanbul’da öldü.

DİSKOGRAFİ:
Dünden Bugüne (1971)
Barış Manço 2023 (1975)
Ben Bilirim (Sakla Samanı Gelir Zamanı) (1976)
Barış Mancho (1976)
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa (Yeni Bir Gün) (1979)
20. Sanat Yılı Disco Manço (1980)
Sözüm Meclisten Dışarı (1981)
Estağfurullah Ne Haddimize (1983)
24 Ayar Manço (1985)
Değmesin Yağlı Boya (1986)
Sahibinden İhtiyaç (1988)
Darısı Başınıza (1989)
Mega Manço (1992)
Müsadenizle Çocuklar (1995)
Live In Japan (1996)
Mançoloji (1999)
Barış Manço 2000 (2000)

ÖDÜLLERİ:

Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı – Ankara (1991)
Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora- Ankara (1991)
Soka Üniversitesi: Uluslararasi Kültür ve Barış Ödülü- Tokyo, Japonya (1991)
Belçika Krallığı: Leopold II Sövalyesi Nisani Brüksel- Belçika (1992)
Fransiz Kültür Bakanlığı: Edebiyat ve Sanat şövalyesi Nisani Paris, Fransa (1992)
Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı: Türkmen Vatandasligi Askabat, Türkmenistan (1995)
Pamukkale Universitesi: Onursal Doktora- Denizli (1995)
Min-On Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°