26.03.2024 09:41:00 0

"ÇÖZÜM KISIRLAŞTIRMA"

HAYKONFED Başkanı Nesrin Çıtırık, belediyelerin yeterince kısırlaştırma yapmadıklarından yakındı ve tek çözümün “Kısırlaştırma” olduğunu söyledi.

HAYKONFED Başkanı Nesrin Çıtırık, belediyelerin yeterince kısırlaştırma yapmadıklarından yakındı ve tek çözümün “Kısırlaştırma” olduğunu söyledi. 

Atatürk Parkı’nda gerçekleştirilen törene Adana Veterinerler Odası Başkanı Nihat Köse, DOHAYKO Başkanı Gamze Ünlü, KİHAYKO Başkanı Metin Yıldırım, Hayvanseverler ve ev HayKonfed Başkanı Nesrin Çıtırık katıldı.

HAYKONFED Başkanı Nesrin Çıtırık yaptığı konuşmada, Türkiye'de en vizyoner, gerçekçi, mevzuata ve sokağın sorunlarına ve çözüme hakim olan veterinerlere teşekkür etti, “ Her zaman aklın, sağduyunun, mantığın ve çözümün yanındasınız. Bugün burada size naçizane teşekkürümüzü sunmak istiyoruz. Belediye hizmetleri çok sınırlı. Tedavi ve nerede fakir fukara köpek varsa veya sokaklarda bakıma muhtaç köpek olunca kedi ve köpek hemen gönüllülerimize Veterinerlere koşuyoruz.” diye konuştu. 

Veteriner Hekimler Odası Adana Şube Başkanı Nihat Köse, sokak canları için verilen mücadelelere hayran olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Sizler çok ciddi mücadeleler vriyorsunuz. Türkiye'nin bütün veteriner hekimleri çok ciddi hayvanseverdir. Bu iş hayvanları sevmeden yapılacak bir iş değildir. Sahipsiz hayvanlar diye bir deyim var. Arkadaşlarımız bilirler. Ben ilk günden beri buna karşı çıkanlardanım. Sahipsiz hayvan yoktur. Sokak hayvanlarının sahibi belediyelerdir. Belediyeler o hayvanların sağlıklarıyla uğraşmak, tedavilerini yapmak, kısırlaştırma yapmakla yükümlüdürler. Adana Büyükşehir Belediyesi'nin bence güzel olan barınağı var ama sokak hayvanlarını kısırlaştırmak için yeterli değil. Bütün ilçeler birer barınak kurmalı. Bütün belediyeler yeterince veteriner hekim istihdam etmeli. Biz Adana Veteriner Odası olarak daha önce böyle bir çalışma yapmıştık. Bize üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Kısırlaştırmaktan başka bir yolu yoktur. Bunun başka türlü şu çözüm değil. Çok iyi besleyelim ama kısırlaştırmayalım. Bu bir kısır duygu olarak devam eder. Sokakta yaşayan hayvanlar yeterince beslenemiyorlar. Biz de kısırlaştırmamaya devam edersek hep beraber bu işin altında kalacağız. Bütün belediyelere çağrımız mutlaka bu işin çok önemli bir iş olduğunu ve kısırlaştırmadan başka bir yolların zorundalar. Belediye başkanlarına birtakım kurallar geldi ama uymazlarsa yaptırımları yok bu işin. Yapmıyor, ilgilenmiyor. Oluyor, bitiyor. Bu işe duyarlı belediye başkanlarının seçilmesini bunun önemine vurgu yapmak istiyorum.”

Yerel seçimler öncesi Atatürk Parkı’nda kısırlaştırma standı açan ve imza toplayan HAYKONFED Başkanı Nesrin Çıtırık, Sokak Canlarına emeği geçen oda başkanına, gönülllere, Veteriner Hekim Mete Betin’i plaketle ödüllendirdi. 


Anahtar Kelimeler: "ÇÖZÜM KISIRLAŞTIRMA"

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°