HAFTA TATİLİ KALKIYOR
Manşet Haber 22.06.2017 11:41:35 0

HAFTA TATİLİ KALKIYOR

HAFTA TATİLİ KALKIYOR

93 yıl önce, 1924 yılında, çıkartılan ve haftada bir gün tatil yapılmasını zorunlu kılan Hafta Tatili Hakkındaki kanun kalkıyor.
Hürriyet Gazetesi’nden Noyan Doğan’ın haberine göre, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen ve önümüzdeki günlerde uygulamaya geçecek olan Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Kanunu ile hafta sonu tatilinden üniversitelerde çalışanlara, Ar-Ge alanında istihdam edilenlerden iş sağlığı ve güvenliğine kadar birçok alanda değişiklik olacak. İşte o değişiklikler.
Bundan tam 93 yıl önce, 1924 yılında, çıkartılan ve haftada bir gün tatil yapılmasını zorunlu kılan Hafta Tatili Hakkındaki kanun artık kalkıyor. Gerekçe ise, özellikle sanayi işletmelerinin her yıl hafta tatili günlerinde çalışabilmek için belediyelerden hafta sonu çalışma ruhsatı almalarının işletme sahiplerine ek yük getirmesi. Yeni düzenleme ile işyerleri açısından artık hafta sonu çalışma kolaylaşmış olacak. Ancak, yürürlükten kalkan yasa, aynı zamanda işçilerin haftada 6 günden fazla çalışmasını da yasaklıyordu.
ÇALIŞANA 1700 LİRA DEVLET DESTEĞİ
Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) personeli istihdam eden ve teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren şirketlerde; istihdam edilen personelin aylık ücretinin, asgari ücretin brüt tutarı kadarki kısmı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından karşılanacak. Daha açık bir anlatımla, Ar-Ge personelinin aylık maaşının 1.700 lirasını Bakanlık ödeyecek; hem de iki yıl boyunca. Peki, sınır var mı? Bakanlık desteği, firmanın toplam çalışan sayısının yüzde 10’u ile sınırlı. Yani, teknoloji geliştirme firmasıysanız ve 100 kişi istihdam ediyorsanız, Bakanlıktan, 10 kişi için destek alacaksınız.
İŞ GÜVENLİĞİNE YENİ DÜZENLEME
Yeni Kanuna göre, 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan şirketlerde, iş sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri, işverenler ya da işveren vekili tarafından yürütülecek. Bu şirketler, aile hekimleri ve kamu sağlık hizmetleri sunucularından hizmet alabilecek. Ayrıca, 1 Temmuz’da başlaması gereken, kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan özel sektör işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu da Kanun ile 2020 yılına ertelendi.
ÖĞRETİM ÜYESİNE GEÇ EMEKLİLİK
Yeni Kanun, eğitim alanında da bazı düzenlemeler getiriyor. Birincisi, staj tanımı değişecek ve yükseköğretim kurumlarında staj yapan öğrencilere staj ücreti ödenecek. Ancak, yasa, staj süresinin emeklilik süresine etkisi konusunda bir düzenleme getirmedi. Yine yasa ile öğrencilere, uygulamalı eğitimleri sırasında asgari ücretin yüzde 35’i kadar –ki, bu da aylık 490 lira ediyor- ücret de ödenecek. Ayrıca, emeklilik yaşını dolduran öğretim üyeleri, 75 yaşının geçmemiş olmak kaydıyla, emeklilik aylığı bağlanıncaya kadar sözleşmeli olarak çalışmaya devam edebilecek.
İŞÇİNİN BORCU SİLİNECEK
Özelleştirme kapsamına alınan şirketlerde çalışanlar ile daha önce istifa etmiş, emekli olmuş ya da işten çıkarılmış çalışanlar, isterlerse sendikalara olan borçlarını ödemeyecek. Mevcut uygulamada, çalışanlar, bağlı oldukları sendikaya aidatlarını ödemediğinde çalıştığı kurum bu ödemeyi yapıyor, sonra da dönüp çalışandan hukuk yoluyla (rücu ederek) alıyordu. İşte, yeni Kanunla, üyelik aidatı ile birikmiş faiz borcu çalışandan talep edilemeyecek.
PRİM ÖDEMESİNE TERÖR ERTELEMESİ
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Güney Doğu’da, terör nedeniyle bazı illerde, işverenler ve sigortalıların prim ödemelerini erteledi. Bazı il ve ilçelerde yaşanan terör olaylarının halen devam etmesi nedeniyle bu bölgelerde ekonomik faaliyetin azaldığını ve vatandaşların günlük yaşamlarını sürdüremediklerini gerekçe gösteren SGK; Şırnak ve Hakkari illerinin tamamı ile Eruh, Nusaybin, Derik, Dargeçit, Sur, Silvan ilçelerinde prim ödemelerinin bu yılın Kasım ayına kadar ertelendiğini açıkladı. Prim erteleme ise genel sağlık sigortalılarını, sigortalı çalıştıran özel sektör işyerlerini ve prim borcu yapılandırması olanları kapsayacak.
Bu imkandan, 2016 öncesi ile 2016 yılının tamamına ve 2017’nin Ocak-Eylül dönemine ilişkin prim borcu olanların yanı sıra 2015-2017 yılındaki yapılandırmalarda primlerini taksitlendirenler yararlanacak ve bu dönemlere ait prim ve borçlar, 30 Kasım 2017 tarihine kadar ertelenecek. Bu çerçevede gecikme cezası ve gecikme zammı da uygulanmayacak.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°