HALK GÜNÜNDE YAVRU ÖRDEK HEDİYE ETTİLER
Manşet Haber 8.07.2018 13:37:12 0

HALK GÜNÜNDE YAVRU ÖRDEK HEDİYE ETTİLER

HALK GÜNÜNDE YAVRU ÖRDEK HEDİYE ETTİLER

Doğu Akdeniz Belediyeler Birliği(DABB) ve Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, göreve geldiği gün başlattığı 'Halk Günü' toplantılarını aralıksız sürdürüyor. Geçtiğimiz cuma, Orhan Kemal Kültür Merkezi'nde yine halkla buluşan Başkan Çetin, talep ve sorunları dinlerken, 100. Yıl Spor Kulübü Başkanı Gürol Ünsal, spora ve sporcuya desteği nedeniyle Başkan Çetin'e 'Şanslı' isimli yavru ördek hediye etti.
Halkın sorunlarını dinlemek ve çözüm üretmek için her hafta aralıksız halk günü toplantıları gerçekleştiren Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, bu hafta da, müdürleriyle birlikte halkın karşısına çıktı. Halktan gelen sorun ve talepleri dinledikten sonra ilgili müdürlere talimat vererek, sorunların bir an önce ortadan kaldırılmasını isteyen Başkan Çetin, 4 yıl, 3 aydır görevde olduğunu ve katılımcı, çoğulcu belediyecilik anlayışı ile Çukurova'yı daha yaşanılabilir hale getirdiklerini anlattı.
Halk günü toplantılarının sadece şikayetlerin yapılmadığı bir etkinlik olmadığını dile getiren Başkan Çetin, 'Halkımız, teşekkür için de buraya geliyor. Bazen dertleşiyor, bazen hüzünleniyor, bazen de eğlenceli anlar yaşıyoruz' dedi. Bu sırada 100. Yıl Spor Kulübü Başkanı Gürol Ünsal, kulübe yaptığı yardım ve desteklerden dolayı Başkan Çetin'e 'Şanslı' ismini verdikleri ördek yavrusuna hediye etti. Ünsal, 'Şanslı'nın Başkan Soner Çetin'e hedefleri doğrultusunda şans getirmesini diledi.
Başkan Çetin de bu şirin hediye karşısında şaşkınlığını gizleyemeyerek, Gürol Ünsal'a ve kulüpteki arkadaşlarına teşekkür etti. Başkan Çetin, 'İşte böyle güzel sahneleri de zaman zaman yaşıyoruz. Biz sporun ve sporcunun her zaman yanında olduk. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için spora teşvik edecek her türlü girişime ve etkinliğe desteğimiz oldu. Bundan sonra da bu desteklerimiz hız kesmeden devam edecek' diye konuştu.
100. YIL'IN SOKAKLARI CINCIK GİBİ OLACAK
100. Yıl Spor Kulübü'nün hediyesini kabul eden Başkan Soner Çetin, 100. Yıl mahallesi sakinlerine de bir mesaj ileterek, kısa zamanda tüm yolların asfaltlanacağı müjdesini verdi. ASKİ'nin yaptığı kazı çalışmalarının tamamlanmaması ve bazı aksaklıklar nedeniyle çalışmaların uzaması sebebiyle, 100. Yıl mahallesi sokaklarının çok kötü hale geldiğini vurgulayan Başkan Çetin, '100. Yıl mahallesi sakinlerimizin bu sorununu yakından takip ediyoruz. Maalesef ASKİ'nin kazı çalışmalarının geç bitmesi nedeniyle buradaki yollarımızda çalışma yapamamıştık. Geçtiğimiz hafta 100. Yıl mahallemize giren asfalt ekiplerimiz, yol kazıma ve asfalt kaplama çalışmalarına başladılar. Buradan 100. Yıl Spor Kulübü Başkanı Gürol Ünsal vasıtasıyla, mahalle halkımıza sesleniyorum. 2,5 ay içerisinde 100. Yıl mahallesinde asfaltlanmamış tek bir sokak kalmayacak. Mahallenin tüm sokakları cıncık gibi olacak' şeklinde konuştu.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°