HALK İSTEDİ SEYHAN’A ADAY OLDUM’
Manşet Haber 20.02.2019 17:18:21 0

HALK İSTEDİ SEYHAN’A ADAY OLDUM’

HALK İSTEDİ SEYHAN’A ADAY OLDUM’






Adana’nın
Seyhan ve Çukurova ilçelerinin eski Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, DSP’den
Seyhan Belediye Başkan adayı oldu. 





Seçim
çalışmalarına hızlı bir şekilde başladıklarının da altını çizen Arıkan,
önümüzdeki günlerde Seyhan ile ilgili projelerini de açıklayacağını belirtti.





1999
yılında DSP Genel Başkanı merhum Bülent Ecevit tarafından Seyhan Belediye
Başkanı aday gösterilerek seçimi kazandığını ifade eden Yıldıray Arıkan,
2009’da CHP’den Çukurova Belediye Başkan adayı olarak seçimi çok yüksek bir oy
oranı alarak kazandığını anımsattı.





 2014 yerel seçimlerinde CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Adana Büyükşehir Belediye başkanlığına aday
gösterildiğini kaydeden Yıldıray Arıkan, CHP’nin İstanbul ve Ankara’da diğer
partilerle yaptığı işbirliği çerçevesinde Adana’yı kaybettiklerinin altını
çizdi.





Halk
ittifakının adayı olarak DSP’den Seyhan Belediye Başkanlığına yeniden aday olduğunu
belirten Yıldıray Arıkan, “Hiç kimseye küskün ve kırgın değilim. Seyhan ve
Çukurova’da sayısız hizmetler yaptım. Biz halkın ittifakı olarak yola çıktık.
Halkımız çok istedi ve Seyhan Belediye Başkanlığı’na aday oldum. Partili
partisiz herkesle el ele, kol kola vererek, sen ben demeden çok çalışarak
seçimi kazanacağız” şeklinde konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°