HAYALET TİTREŞİM SENDROMUNUZ VAR MI?
YAŞAM 29.12.2017 01:23:25 0

HAYALET TİTREŞİM SENDROMUNUZ VAR MI?

HAYALET TİTREŞİM SENDROMUNUZ VAR MI?

İletişim Psikolojisi Uzmanı Aile ve İlişkiler Danışmanı Bilimseli Akarsu Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin konuğu olarak ‘Medya Metinlerinde Çocuk İstismarı ve Sosyal Ağ Bağımlılığını’ anlattı.
İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda öğrencilerle buluşan Akarsu, çocuk İstismarı denince akla yalnızca cinsel istismarın gelmemesi gerektiğini belirterek istismarın duygusal, fiziksel, süpervizyon, toplumsal istismar gibi türlerinin de çok yaygın biçimde yaşadığını söyledi.
“Acilen Önlem Alınması Gerekiyor!”
Akarsu, medyada çocuk temsilinin pornografik sunumun sıklığından ve acilen önlem alınması gerekliliğinden bahsederek, “Özellikle de anne, baba ve eğitimcilerin ve tabii medya okuryazarlığı yetkinliğini elinde bulunduran iletişim fakültesi öğrencilerinin çocuklara kendilerini koruma yöntemlerini ve medya metinlerini eleştirel süzgeçten geçirerek sadece tüketici değil üretici olabilmelerinin öğretilmesi hayati önem arz ediyor.” dedi.
Akarsu, hızla içimize işleyen teknolojik aletlere karşın geliştirdiğimiz bağın bağımlılığa nasıl dönüştüğünü ifade ederek telefonlarla hayatımıza giren adını sinir bilimdeki 'hayalet uzuv sendromu'ndan alan, 'Hayalet titreşim sendromu', yani cep telefonu çalmadığı halde çantada, cepte titreşim hissettiğimizi düşünüp sürekli telefonumuza bakmamıza sebep olan sendromdan söz etti. Ayrıca insanların nomofobi yani cep telefonu ile şarjının bitmesinden veya evde unutmaktan kaynaklanan bağlantıyı kaybetme korkularından bahsederek günümüzde bunun yaygınlaştığının altını çizdi.
“İletişim Öğrencileri Lisansüstü Çalışmalarını İletişim Psikolojisi Alanında Yapmalı.”
Bilimseli Akarsu, iletişim fakültelerinin ve iletişim bilimleri okumanın önemini öğrencilere hatırlatarak iletişim psikolojisi alanına ilgi duyan gençlerin lisansüstü çalışmalarında bu alana yönelmelerinin alanda ki büyük boşluğa kapatacağını söyledi. Konferans anı fotoğrafı çekimiyle son buldu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°