İki kıtayı birleştiren, Hitit, Lidya, Büyük İskender, Darios, Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinin hüküm sürdüğü, kavimler kapısı bu güzel ülkede, Anadolu’mda;
Özgürlük, barış ve demokrasi rüzgarları eksik olmasın,
Yok, olsun insanın insana kulluğu. Teba değil, kul değil, birey olsun insanlarımız. En yüce değer olsun alın teri ve emek.
Son bulsun hırsızlık, vurgun ve talan. Ankara; göklerinde kara bulutların dolaştığı değil, umudun dağıtıldığı, memleketimin en ücra köşelerini aydınlatan bir başkent olsun.
Hayallerim var!
Tek adam değil, kuralları ve değerleriyle kurumlar yönetsin Anadolu’yu! Meclis; halkına rağmen değil, halkının çıkarları doğrultusunda yasalar çıkaran bir kurum olsun. Liderlerine kulluk eden değil, gücünü halkından alan milletvekilleri olsun.
Hükümetler; hiçbir ayrım gözetmeden kucaklasın yurdumun insanlarını. Yöneticileri akşam sabah sürekli yalan söylemesin. Sürekli yanılan, yanıldığı ortaya çıkınca “Allah affetsin” diyen ama diğer yanılanları hapse atan, açlığa mahkum eden yöneticiler olmasın.
Yargı; ne tarikatların, ne hükümetlerin, ne de tek adamın vesayetinde değil, tam bağımsızlık içerisinde hukuka, vicdana uygun dağıtsın adaletini.
Basın; gördüğü, duyduğu, ulaştığı her bilgiyi haber yapabilsin. Havuz değil, yandaş değil, iliştirilmiş değil, devletten beslenen değil, halkın bilgi alma özgürlüğüne saygı duyan bir basın olsun.
Tek adam diktatörlüğüne yaranmak için atmasın manşetlerini. Sivil toplum örgütleri; bağnaz değil, doğmatik değil, resmi değil, gerçekten sivil olsun. Hiçbir engel ve bariyer kalmasın örgütlenme özgürlüğü önünde.
Hayallerim var!
Düşünürken korkmadığım, düşüncelerimi açıklarken tırsımadığım, düşüncelerimi eyleme dökerken cezalandırılma korkusu yaşamadığım bir ülke olsun.
Doğmatik değil, nesnel, eleştirel, sorgulayan, olayları neden-sonuç ilişkileri bağlamında değerlendirebilecek bir nesil yetiştiren eğitim sistemi olsun.
Yoksullarını sadaka ile değil, sosyal devlet anlayışıyla destekleyen bir yönetim olsun.
Hurafelerin değil aklının hizmetinde, şark kurnazlığından arındırılmış, aydınlanma düşüncesinin kök saldığı, geriye değil ileriye bakan, tek sermayesinin iki kulağının arasındaki beyni olan bir halkın yaşadığı Türkiye olsun.
Çapsız, kifayetsiz, düşük profilli, bukalemun gibi sürekli kılık değiştiren, ileriye değil geriye bakan, su gibi yalan okuyan, dalkavuk, vb. yöneticiler olmasın.
16 Nisanın; böyle bir Anadolu’nun yolunun açıldığı, tek adam diktatörlüğünün tekerine çomak sokulacağı bir gün olmasını diliyorum. Hayallerimin gerçekleşmesi yolunda sana olan inancım tamdır Türkiye!
Hayallerimi boşa çıkarma Türkiye!