Manşet Haber 12.07.2019 23:12:20 0

'HAYVAN SAĞLIĞININ KORUNMASI İÇİN AŞILAR ÜCRETSİZ OLMALI'

'HAYVAN SAĞLIĞININ KORUNMASI İÇİN AŞILAR ÜCRETSİZ OLMALI'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, hayvancılıkta salgın hastalıklarla mücadele programında yer alan zorunlu aşıların ücretli hale getirilmesine sert tepki gösterdi. Ekonomik krizle birlikte sürekli artan üretim maliyetleri nedeniyle yetiştiricilerin büyük güçlükler yaşadığına dikkat çeken Barut, Meclis'te yaptığı konuşmada zorunlu aşıların eskiden olduğu gibi yine ücretsiz hale getirilmesini istedi.
Aşıların ücretli hale getirilmesine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 5 Temmuz 2019 tarihinde il ve ilçe teşkilatlarına gönderdiği yazıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) konuşma yapan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, 'Hayvancılığımızın geleceği ve hayvan sağlığının korunması için salgın hastalıklarla mücadele programı var. Koruma programında yer alan brusella, şap ve çiçek gibi hastalıklara karşı projeli aşı uygulaması var. Bu aşılar, hayvan yetiştiricilerimize ücretsiz olarak sunuluyordu. Görevli veteriner hekimler, el emeğinin dışında ücretsiz olarak bu aşıları yapıyordu. Ne yazık ki Tarım ve Orman Bakanlığı, zorunlu olan tüm aşıları ücretli yaptı' dedi.
Salgın hastalıklarla mücadelede zorunlu olan aşıların mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Zorunlu olan bu aşılar mutlaka yapılmalıdır. Çünkü salgın hastalıkların önüne ancak aşılamayla geçilir. Hayvan sağlığımızı korumak, hayvancılığımızı geliştirmek şarttır ama yetiştiricinin bu ücretleri ödeyecek gücü yoksa ne yapacak? Her gün yem fiyatları inanılmaz derecede yükselirken, üretim maliyetleri artarken, yetiştiriciler zarar ederken, nasıl para bulup aşı yaptıracak? Hayvan sağlığını korumak, buna bağlı olarak insan sağlığını korumak devletin göreviyse bu aşılar neden ücretli yapılıyor? Bir iş hem paralı hem mecburi olabilir mi? Zorunlu aşılar yapılmazsa salgın hastalıkların önüne geçilemez. Bu aşılar tekrar ücretsiz olmalı ki üretici aşı yaptırabilsin. Her şeye para buluyorsunuz ama zorunlu aşılara mı bulamıyorsunuz? Salgın hastalıklarla mücadele programında yer alan aşıların geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi ücretsiz olmasını istiyoruz.'



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°