HER KURBAN LÖSEMİLİ VE KANSERLİ ÇOCUKLARA CAN!
Manşet Haber 30.07.2019 23:52:59 0

HER KURBAN LÖSEMİLİ VE KANSERLİ ÇOCUKLARA CAN!

HER KURBAN LÖSEMİLİ VE KANSERLİ ÇOCUKLARA CAN!

LÖSEV’e kayıtlı yaklaşık 40 Bin hasta ailesinin, %90’ının asgari ücret veya altında gelire sahip olduğu, hastalığın tedavisinde en önemli desteğin ise kaliteli protein kaynağı olan gıda tüketimi olduğu ifade edildi. LÖSEV’in destekleri sayesinde ailelerin artık “Hasta Çocuğuma Nasıl Et Alıp Yedireceğim?” diye kara kara düşünmediği belirtiliyor.
LÖZEV’den yapılan açıklamaya göre, lösemi ve kanser hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar vücut savunmasını yok ediyor. Hastalığın tedavisinde en önemli destek ise kaliteli protein tüketimidir. Tedavi sürecinde protein ağırlıklı sağlıklı beslenme, vücut direncini artırarak iyileşmeye önemli katkı sağlıyor. Bu nedenle LÖSEV, 12 ay boyunca hasta çocuklara ve ailelerine taze et ve et ürünleri iletiyor
LÖSEV’e yapılan vekâleten kurban bağışları bu gün LÖSEV’e kayıtlı 40 bine yakın onko hastası ve ailelerine ulaşıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın onay ve esasları doğrultusunda Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki sağlıklı et kombinalarında, din görevlileri, noter ve veteriner hekim eşliğinde kesilen kurbanlar yıl boyunca lösemili çocuklara can oluyor, hayata bağlıyor.
LÖSEV, Vekâleten Kurban Bağışlarınızı Bekliyor!
Türkiye’de kanser vakaları hızla artıyor.
Artık anne karnındaki bebeklerin dahi lösemi teşhisi aldığı günümüzde Türkiye’nin alanındaki en saygın sivil toplum kuruluşu olan LÖSEV, artan hastalığın tedavisi yanında hastalarına sosyal ve ekonomik destek de sağlıyor. Vekâleten kurban kesimi yapmayan bağışçıları da LÖSEV Kurban Bayramı Bağışına davet ediyor. Bayram bağışları sayesinde de çocukların ücretsiz tedavi giderleri, eğitim ve sosyal alandaki ihtiyaçları karşılanıyor.
Bu sene LÖSEV tarafından 1040 TL olarak belirlenen vekâleten kurban bağışlarınızı tüm banka şubelerinden “LÖSEV” diyerek, bankaların bağış ekranlarından, 9 il de bulunan LÖSEV Ofislerinden, www.losev.org.tr internet adresinden yapabilirsiniz.
LÖSEV, hayırsever halkımızı vekâleten kurban bağışı ve bayram bağışları ile hayat kurtarmaya davet ediyor…
[caption id='attachment_112356' align='aligncenter' width='660'] dav[/caption]

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°