HÜKÜMLÜLER OKULLARI YENİLEDİ
Manşet Haber 23.10.2018 01:27:37 0

HÜKÜMLÜLER OKULLARI YENİLEDİ

HÜKÜMLÜLER OKULLARI YENİLEDİ

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik (DS) Müdürlüğü bünyesinde kamuya yararlı bir işte çalışma cezası bulanan hükümlüler, yaz dönemi boyunca il genelindeki toplam 92 okulu, boya, tadilat, tamirat ve klima bakımını yaparak yenileyip yeni eğitim öğretime hazırladı. 573 bin lira ekonomiye katkı sağlayan hükümlüler bir yandan cezalarını çekerken bir yandan da çocuklara faydalı olduklarını belirterek, “Öğrencilerin yenilenmiş okullarda eğitim öğretime devam etmelerini sağlamak manevi bir huzur ve mutluluk veriyor” şeklinde konuştu.
Ceza infaz kurumlarından denetimli serbestlik kapsamında salıverilen ve haklarında kamu yararına çalışma şartı getirilen hükümlüler, kamu kurumlarında yaptıkları boya, badana, temizlik, bahçıvanlık, tadilat, tamirat, klima bakımı gibi işlerle bir yandan toplum yararına çalışırken diğer yandan da ailelerine maddi destek sağlama imkanı buluyor. Bu çalışmalarla hükümlülerin sosyal hayata uyumları, sorumluluk bilinçlerinin gelişmesi ve iş disiplini kazanmaları hedefleniyor.
573 BİN LİRA EKONOMİYE KATKI
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, SODES desteği ve Cumhuriyet Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen “Adalet Köprüsü Olmaya Var mısın?” projesi kapsamında, hükümlülere meslek edindirme adına “ev tipi klima sistemleri montajı” ve “inşaat boyacılığı” kursları açıldı. Toplam 48 hükümlünün dahil edildiği kurslarda, yaz döneminde il genelindeki 92 okulun klimasının bakım, onarım ve temizliği yapıldı. Ayrıca 21 okulun tamirat ve tadilatı yapılıp sınıf, koridor ve idari odaları boyandı, 2 okulun bahçesine de oyun alanları çizilerek okullar 2018-2019 eğitim öğretim yılına hazır hale getirildi. Kurslar sayesinde Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı ‘sertifikalı meslek sahibi’ olan hükümlüler, bu sayede 21 okulun boyanmasıyla 380 bin, yine okullardaki 2 bin 576 klimanın bakım ve onarımıyla da 193 bin olmak üzere toplam 573 bin lira ekonomiye katkı sağladı.
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce yapılan çalışmaların kamu hizmeti cezalarının etkin bir şekilde yerine getirildiğini ve somut verilerle istenilen hedefe ulaşıldığını söyledi. Yurdagül, “İlimizdeki okulların tadilatı ve boyanmasının, klimalarının bakım ve onarımının kamu yararına çalışma cezası bulunan denetimli serbestlik hükümlüleri tarafından gerçekleştiriliyor olması önemli. Yaz döneminde hükümlülerimizin okullarda yaptıkları çalışmalarla kamuya 573 bin lira katkı sağlandı. Hükümlülerimiz bu kapsamda aldıkları eğitimle meslek sahibi olurken aynı zamanda devlete ve millete sağladığı faydanın farkındalığıyla rehabilite oluyor” dedi. Hükümlülerden Y.B. ise okullarda kamu yararına çalışma yapmanın kendileri için çok anlamlı olduğunu belirterek, “Hem kendi çocuklarımız hem diğer öğrenciler için yaz dönemi boyunca onlarca okulu yeniledik. Binlerce öğrenci artık daha temiz ve daha güzel bir ortamda ders işleyecekler. Onların, yenilenmiş okullarda eğitim öğretime devam etmelerini sağlamak hepimize manevi bir huzur ve mutluluk veriyor” dedi.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°