İLAÇ TA ZAM SAĞLIKTA HASTALARIN TEDAVİSİNİ AKSATMAMALI
Manşet Haber 14.02.2019 19:34:55 0

İLAÇ TA ZAM SAĞLIKTA HASTALARIN TEDAVİSİNİ AKSATMAMALI

İLAÇ TA ZAM SAĞLIKTA HASTALARIN TEDAVİSİNİ AKSATMAMALI






Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası  (SES)  Adana
Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, ilaçta fiyatlandırmanın her yıl şubat ayında
yapıldığına dikkat çekerek, “Zamlı uygulama 19 Şubat tarihinden itibaren
başlıyor. Euro üzerinden bir ortalama fiyat tespit ediliyor 2018 yılı şubat ayında
1Euro 4.66 tl iken 1 Euro 2.69 TL olarak fiyatlandırıyor” dedi.                                                                                                
                                                        





 Yüksel yazılı
açıklamasında, 2018 yılı ağustos ayında dövizin artması ile ilaç şirketlerinin
hayati özellik taşıyan ilaçları piyasaya vermediğini,  bunun neticesin de bir çok tedavide aksamaya başladığına
dikkat çekti ve şu görüşlere yer verdi:





“Türkiye’de kullanılan ilaçların %75 i yerli %25 ithal. 2018
yılında 2 milyar kutu ilaç kullanılmış ve karşılığın da 30 milyar tl ödenmiş. Bunun
yarısı ithal ilaca yarısı da yerli ilaca ödenmiştir. Bu ilaçların büyük alıcısı
SGK’ dır. 2004 yılın da SSK hastaneleri sağlık bakanlığına devir edilince SSK’nın
ilaç fabrikaları kapatılmıştır Kısa zaman da ilaç politikaları gözden geçirilerek
ülke olarak kendi ilacımızı kendimiz üretmeliyiz.





 Bu ilaç zammı
yurttaşların canını yakacaktır. Bilindiği gibi eczaneler de yurttaşlar 3 tl
reçete bedeli ilaç katkı payı ödemekteler, çalışanlar aldığı ilacın %20 sini
emekliler % 10’nunu ayrıca her yurttaş 
eş değer ilaçların da %10 unu cepten ödemektedirler. Dolasıyla bu
zamlarla cepten ödemeler de artacaktır . Enflasyonun zamların bu kadar yüksek
olduğu bir yer de emekliler ve kamu çalışanlarının maaşlarına %10 zam
geldi  gıdanın akaryakıtın  kiraların elektriğin bu kadar zamlandığı
yerde yurttaşlar sağlığını ihmal edecektir onun için katkı ve katılım payları
kaldırılmalıdır. Yurttaşlar GSS primi ödemektedir. Ayrıca SGK’na da katkı
katılım payı ödemektedir Sayıştay raporlarına göre toplanan sağlık primleri
alık hizmetlerini karşılamakta fazlalık vermekte onun için yurttaşlardan katkı
katılım payı alınmamalı burada toplanan gelirler yalnız sağlık giderlerin de
kullanılmalıdır.





Bu gün sağlık hizmeti veren üniversite hastaneleri ilaç ve
tıbbı malzeme borçlarımızı ödeyemiyoruz birçok ameliyatı yapamıyoruz ilaç
alamıyoruz demekte SGK bu hastanelerin finansal sorunlarına çözümler bulmalı bu
ilaç zamları bunların sorunlarını ağırlaştıracak mı TUS fiyatları da bir
düzenleme yapılacak mı





 Ekonomik sorunlar gelir
eşitsizliği gıda ya akaryakıta elektriğe kiraya ilaca yapılan zamlar
yoksullaşma işsizlik sağlığımızı bozuyor onun için İlaç zamları başta olmak
üzere tüm zamlar geri çekilsin katkı katılım payları kaldırılsın hastanelerin
finansal sorunları çözülsün GSS sağlık gelirleri yalnız sağlık için kullanılsın





Sağlık ta özelleştirilme durdurulsun hastaneler kapatılmasın
koruyucu salığa önem verilsin herkese sağlık ücretsiz nitelikli eşit kamusal
sağlık için SES olarak mücadeleye devam edeceğiz  “    



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°