“İLACIN İSRAFINI ÖNLEYECEK ÖNLEMLER ALINMALI”
Manşet Haber 17.10.2016 10:03:46 0

“İLACIN İSRAFINI ÖNLEYECEK ÖNLEMLER ALINMALI”

“İLACIN İSRAFINI ÖNLEYECEK ÖNLEMLER ALINMALI”

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, tedavinin en önemli unsurlarından olan ilaca ulaşmında ve hastaların bilgilendirilmesinde eczacıların önemli rol üstlendiğini belirterek, “İlacın israf edilmesi mutlaka önlenmelidir.” Dedi.
Adana Eczacı Odası Başkanı Ersun Özkan, Genel Sekreter Mürsel Yalbuzdağ ile üyeler Ahmet Gökhan Ünal, Serdar Ünsal ve Zuhal Seher Demir, Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ı ziyaret ederek eczacılık konusunda bilgi alış verişinde bulundu.
Yönetim Kurulu Üyelerini tanıştırarak, oda yönetimince gerçekleştirilen çalışmalar hakkında çeşitli bilgiler veren ADEO Başkanı Ecz. Ersun Özkan, yaptığı konuşmada “Öncelikle 15 Temmuz’da kalkışılan hain darbe teşebbüsü karşısında dik duruşunuz ve gösterdiğiniz çaba için size sonsuz teşekkür ediyoruz. Sayenizde en azından kentimizdeki vatan hainleri hak ettiği cezayı bulacaktır” dedi.
“YERLİ İLAÇ ÖZENDİRİLMELİ”
Adana’da 949 eczacı, 677 eczane olduğunu Hergün 46 eczacı’nın nöbet tuttuğunu da ifade eden Başkan Ecz. Özkan, “ADEO olarak yaptırıp, devlete teslim ettiğimiz bir anaokulumuz var. Valiliğimizin önceki dönemlerden süren kimsesiz çocuklarla ilgili ‘Sevgiye Uzanan Eller’ projesine ciddi desteğimiz oldu. Sağlık Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile ortak hareket ederek miyadı dolmuş ikibuçuk ton ilacı topladık. Çevreye, doğaya ve insana zarar vermemesi için Ankara’da resmi lisansı olan bir firmaya bertaraf ettirdik. Hastaların ilaca rahat ulaşabilmesi için tüm eczanelerimize digital ekran yerleştirerek nöbetçi eczane listesini yayınlıyor ve sağlık bilgilendirmeleri yapıyoruz. 3 tane nöbetçi eczane totemi yaptık. Ayrıca akıllı cep telefonu uygulaması yaptık. Bu uygulama hastaya en yakın nöbetçi eczanenin haritasını çıkarıyor. Hasta sıkıntı çekmeden nöbetçi eczaneyi eliyle koymuş gibi buluyor. İlaçların % 60-70’i ithal ediliyor. Yerli ilacı özendirecek tedbirler alınması halinde halkımız ilacı daha ucuz alabilecektir. Biz eczacılar yıllardır bunun için mücadele vermekteyiz.” Diye konuştu.
“İLACIN İSRAFINI ÖNLEYECEK ÖNLEMLER ALINMALI”Vali - ADEO (1)
Oda Başkanı Ecz. Ersun Özkan ve yönetim kurulu üyelerine, ziyaret ve yaptıkları bilgilendirmeden dolayı teşekkür eden Adana Valisi Mahmut Demirtaş, “Tedavinin en önemli unsurlarından olan ilaca ulaşmada önemli bir rol üstlenen tüm eczacılara, toplum sağlığının korunmasına yönelik çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. İlaç kullanmada hastaların bilgilendirilmesinde siz eczacılar önemli rol oynuyorsunuz. İlacın israf edilmesi mutlaka önlenmelidir. Avrupa’nın bazı ülkelerinde kişiye özel ilaç hazırlandığını biliyorum. Sağlıklı toplum için eczacılık mesleği önemli bir ilk adım sağlık hizmetidir. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.” Dedi.
Konuşmaların ardından Başkan Ecz. Ersun Özkan, Eczacı Odaları Ne İş Yapar? İçerikli bir dosyayı Vali Demirtaş’a verip, yakında gerçekleştirecekleri Türkiye’de bulunan 54 Eczacı Odası Başkan ve Yöneticileri ile Türk Eczacıları Birliği Yöneticilerinin katılacağı bölgeler arası toplantıya davet etti.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°