İNCİRLİK’TEKİ NÜKLEER BOMBALARI !
Manşet Haber 21.07.2016 12:01:11 0

İNCİRLİK’TEKİ NÜKLEER BOMBALARI !

İNCİRLİK’TEKİ NÜKLEER BOMBALARI !

CHP Mersin Milletvekili D.Fikri Sağlar, İncirlik’te bulunan hidrojen bombalarını soru önergesiyle İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya sordu.

İncirlikteki bombaların büyük bir tehlike olduğuna değinen Fikri Sağlar, önergesinde Bakan Ala’nın yanıtlaması istemiyle şu soruları yönelti:
“NATO ülkelerindeki uçaklardan atılan B-16 tipi hidrojen bombalarının yaklaşık üçte birinin, yani 60 adedinin İncirlik üssünde bulunduğunu hatırlatan The New Yorker Dergisi’nin iddiasına göre; NATO’da kural olduğu üzere bu nükleer silahların güvenliğinin ABD tarafından değil, bulundukları ülkenin askerleri tarafından sağlandığını kaydetmiştir.
The New Yorker, İncirlik’in Türk komutan Tuğgeneral Bekir Ercan Van ile dokuz Türk subayının darbe girişimi suçlamasıyla gözaltına alındığını hatırlatarak, bu durumun nükleer bombaların güvenliği konusunda büyük endişe yarattığını bildirmiştir.fikri_saglar_chp_mersin
The New Yorker, Türkiye’deki darbe girişiminin yarattığı kaosa, bir de İncirlik Üssü’nün IŞİD topraklarından sadece 100 küsur kilometre uzakta olmasının, yalnızca Türkiye değil, ABD açısından da önemli bir ulusal güvenlik sorunu oluşturduğunu yazmıştır.
Bu çerçevede:
1)      The New Yoker Dergisi’nin haberinde geçen iddia doğru mudur?
2)      The New Yoker Dergisi’nin haberi doğrultusundaki konu hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
3)      Son bilgiler ışığında durum nedir? Gerçekten güvenliğimizi tehdit eden bir durum söz konusu mudur?”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°