İNDİRİMİN ANLAMINI YURTTAŞA SORMALI...

İNDİRİMİN ANLAMINI YURTTAŞA SORMALI...

Hiç kimse ekonominin ‘iyiye’ gittiğini söylemiyor!

Muhalefetinden iş insanına değin…

Esnafından ev kadınına…

Akademisyeninden öğrencisine…

Bu ikilemeyi nasıl yaparsanız-yapın sonuç değişmiyor!

Bir ‘iktidar’ güzellemeler yapıyor!

Yapılan ‘reformlardan’ söz ediliyor,

Alınan önlemlerden söz ediliyor,

Olumlu sonuçlardan söz ediliyor!

***

Geçtiğimiz gün ‘vergi indirimi paketi’ denilen bir iyileştirme atılımı yapıldı.

İki aylık KDV ile ÖTV indiriminin piyasayı canlandıracağı, söylendi.

Özenle incelediniz mi bilmiyorum ‘nasıl’ bir indirim olduğunu…

Bu yapılan indirim kimin için, neden yapılıyordu ki?

Yurttaşın elinde bir aracı, ya da bir mobilyası, ya da bir evi, ya da bir buzdolabı varsa ‘yenisini2 alsın diye miydi bu indirim?

Hem ne olacaktı birer tane o ürünlerden alınmış olsa; kim yararlanmış sayılacaktı, kim büyüyecekti, kim gelişecekti, kim krizi kazanca dönüştürecekti; dar gelirli yurttaş mı, esnaf mı, emekli mi, işçi mi, üretici mi?

Kim?

***

Deniyor ki:

Ticari araçlarda KDV yüzde onsekizden bire düşecek,

Mobilyada KDV yüzde onsekizden sekize,

Tapu harcı yüzde dörtten üçe,

Beyaz eşyada ÖTV sıfıra inecek…

Öyle de tüketici, bunları alabilmek için nerede, nasıl, hangi koşullarda, hangi ücretle çalışacak?

Aldığı asgari ücret mutfak masrafına bile yetmezken, çocuğunu harçlıksız okula gönderirken, sağlık sorunlarına ödeyecek bedel bulamazken mi ‘açıklanan’ indirime koşacak tüketici?

Anlatıldığı gibi ‘kolay’ mı?

Oto galericiler sitesindeydim, birkaç önce.

‘Yaprak kımıldamıyor’ diye yakınıyor ikinci el araç satıcıları. ‘Buralar böyle değildi, alıcı kaynardı burası, bir günde bir-kaç araç sattığımız olurdu, şimdi hadtada bir araç satmadığımız bile oluyor’ diyerek ekledi.

***

Otomobil üreticilerinin, mobilya sektörünün, inşaat sahiplerinin ‘cömertçe’ piyasa sürüp, bankaların özelleşmesiyle birlikte sundukları kredilerle bu iktidar döneminde aldıkları boy ‘hep’ sürecek sanıldı!

Daha lüks otomobil, daha yüksek yapılar, bir evde daha çok beyaz eşyaları ‘hep’ satabileceklerini sanıyorlardı!

Yaşanan krizle birlikte yenmeyen otomobil, yenmeyen yapılar, yenmeyen mobilyalar bir türlü tükettirilmek isteniyor şimdi bile acımasızca!

Doymadan bir başka ‘ürün’ görmek istemiyor insan!

İnsanca çalışarak, insanca üreterek, insanca çaba harcayarak doymayı…

Ekonominin ‘nasıl’ olduğunu bu ülkenin işsizine, asgari ücretle geçinenine, işçisine sormalı önce…

İndirimin anlamını yurttaşa sormalı…



‘‘CHP’Yİ BU DENLİ BOZMA’’

Ben anlamıyorum, geçenlerde Seyhan İlçe örgütünde de söylediler ‘tepki’ gösterdim!

Gerçekten anlamıyorum ama!

Genel Başkan kimin aklıyla, ya da hangi danışmanını dediklerinin etkisinde kalıyor da bunları söylüyor acaba?

Geçtiğimiz günlerde anımsarsınız ‘sağ söylemden’ söz etti!

‘Sol söylemin’ anlamını, gücünü, geçerliliğini yitirdiğini söyleyecek biraz ‘boş bulunsa2 parti içindeki tepkiciler kanımca!

Sonra bir de Ankara’da, İstanbul’da aday belirleme aşamalarını anlatırken sözü geçen isimler!

Seksen öncesinde, CHP’yi acımasızca eleştiren milliyetçi cephe hükümeti ortaklarına Ecevit ‘bu partiyi bu denli hırpalamayın, bu denli acımasız olmayın’ benzeri bir tümce kullanmıştı, aslında şimdi aynı tümce Kılıçdaroğlu’na söylenmeli ‘CHP’yi bu denli bozma’ denmeli kanımca.

‘’CHP’yi, CHP özünde bırak’’ denmeli!

Aday belirleme yöntemini için de ‘kirlilik bulaştırmadan partiliye sor’ denmeli!

Oktay EROL

5.11.2018 18:50:56

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI