İŞ KAZALARI SALI GÜNLERİ ARTIYOR!
Manşet Haber 29.08.2016 19:55:46 0

İŞ KAZALARI SALI GÜNLERİ ARTIYOR!

İŞ KAZALARI SALI GÜNLERİ ARTIYOR!

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), alanında özel sektörün en kapsamlı araştırması olan İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri 2015’i açıkladı. 20 ilde 121 bin çalışanı kapsayan araştırmaya göre toplamın yüzde 4’üne denk 4 bin 852 çalışan iş kazası geçirdi. Bu, 2014’e göre yüzde 11 azalma anlamına geliyor. En fazla iş kazası; ay bazında Haziran, gün bazında Salı, çalışma saati bazında ise 2. saatte meydana geldi.

İş sağlığı ve güvenliği kültürünü yaygınlaştırma vizyonuyla hareket eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), üyeleri arasında her yıl gerçekleştirdiği İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri araştırmasıyla mevcut tabloya ışık tutuyor. Alanında, özel sektörün en kapsamlı araştırması olan “MESS Üyelerinde İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri” araştırmasının 2015 yılı verileri açıklandı. 20 ilde, 143 üye işyerindeki 121 bin 183 çalışanı kapsayan araştırmaya göre 2015 yılında toplamın yüzde 4’ünü oluşturan 4 bin 852 çalışan iş kazası geçirdi. Beyaz yakalıların kaza geçirenler içindeki payı yüzde 3.2 oldu. Cinsiyet dağılımına göre ise; erkek çalışanların yüzde 4.3’ü, kadın çalışanların yüzde 1.5’i kazaya maruz kaldı.

İş kazaları, 462 adetle en fazla Haziran ayında meydana geldi. Gün bazında en fazla kaza 871 adetle Salı günleri gerçekleşirken saat bazında 704 adetle 2. iş saatinde yaşandı. 2015’te yaşanan iş kazalarının yüzde 44’ü, 5 ve üzeri kayıp işgünüyle sonuçlandı. Kazaların yüzde 23’ünde ise iş göremezlik yaşanmayıp, aynı gün çalışılmaya devam edildi. Kazalar sonrasında maalesef üç can kaybı yaşandı. 15 çalışan ise meslek hastalığına maruz kaldı.

KAZA SIKLIK ORANI DÜŞTÜ

İş sağlığı ve güvenliği istatistiklerinde kullanılan temel göstergelerden olan Kaza Sıklık Oranı (KSO) ve Kaza Ağırlık Oranı (KAO) verilerine bakıldığında 2014’te 22.48 olan KSO, 2015’te 19.13’e geriledi. KAO ise 0.25’ten 0.27’ye yükseldi. KSO, meydana gelen iş kazaları ile çalışılan saatler arasındaki ilişkiyi, KAO ise kayıp işgünü sayısı ile çalışılan saatler arasındaki ilişkiyi gösteriyor.

Yaş ve mesleki kıdem açısından bakıldığında geçmiş trendlerin devam ettiği görüldü. Kazalıların yaşa göre dağılımında 25-34.9 yaş aralığı yüzde 46 oranı ile ilk sırada yer aldı. Kazalıların yüzde 23,8’inin 0-1.9 yıl kıdem aralığındaki genç çalışanlar olduğu görüldü. Bunu yüzde 20,7 ile 2-4 yıl kıdem aralığındaki çalışanlar izledi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°