Manşet Haber 3.09.2018 16:54:46 0

'İTTİFAK'TA ADANA KRİZİ AKP’DE İSTİYOR

'İTTİFAK'TA ADANA KRİZİ AKP’DE İSTİYOR

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlere ilişkin olarak kulis yazdı: Bu kez CHP ile ittifak olanaksız, ayrıca Adana’yı AK Parti de istiyor...
MHP'nin mevcudu korumak istediğini belirten Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, 'Bu kez CHP ile ittifak olanaksız, ayrıca Adana’yı AK Parti de istiyor' dedi.
Muharrem Sarıkaya, AKP ile MHP'nin 24 Haziran'da gerçekleştirdiği ittifakın yerel seçimlerde de sürüp sürmeyeceğine ilişkin olarak ' MHP’de AK Parti ile Cumhur İttifakı içinde olmanın kendileri açısından getirecekleri ile götüreceklerinin iyi hesaplanması gerektiğine de vurgu yapılıyor' dedi.
MHP için 'Öncelikle mevcudu korumanın peşinde. Yani, Adana, Mersin, Manisa’daki durumunu AK Parti ile konsolide etmenin çabasında olduğu açık' yorumunu yapan Sarıkaya, şöyle devam etti:
'Yani bir yerde 'Cumhur İttifakı ile gireceğim' diye eldekini de kaybetme olasılığına dikkat çekiliyor; bunun için Adana ve Mersin örneği veriliyor. Bu ilde Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı geçen sandık CHP ile ittifak yaparak alan MHP’nin oyu son seçimde yüzde 11.1’e indi¸ İYİ Parti de kendisinden 2 puan fazla aldı. Bu kez CHP ile ittifak olanaksız, ayrıca Adana’yı AK Parti de istiyor. Mevcudu tutmanın yolu da 'Herkes elinde olanı korusun, iki partinin olmadığı yerlerde kim güçlüyse onu desteklesin' formülünü getirmek istiyor.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°