KADAVRADA ÇENE YÜZ BOZUKLUKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİ EĞİTİMİNİ
SAĞLIK 10.04.2018 19:26:03 0

KADAVRADA ÇENE YÜZ BOZUKLUKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİ EĞİTİMİNİ

KADAVRADA ÇENE YÜZ BOZUKLUKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİ EĞİTİMİNİ

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı tarafından '2. Çukurova Ortognatik Cerrahi Günleri ve Kadavra Kursu’ düzenlendi. Kurs kapsamında Çene Yüz Bozukluklarının Cerrahi Tedavisi eğitiminde kadavra kullanıldı. Prof. Dr. Mehmet Kürkçü ve Doç. Dr. Emre Benlidayı kursun direktörlüğünü yaparken Prof. Dr. Alexander Gaggl, Doç. Dr. Christian Brandtner, Prof. Dr. Altan Varol, Doç. Dr. Emre Benlidayı, Doç. Dr. Ufuk Tatlı ve Yrd. Doç. Dr. Can Tükel konuşmacı ve eğitmen olarak yer aldılar.

Türkiye ve yurt dışından birçok bilim insanının katıldığı kursun açılışı Sheraton Grand Adana Oteli’nde gerçekleştirildi. Açılışa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Erdoğan, Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Diş Hekimi Fatih Güler, ÇÜ Abdi Sütcü Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Neslihan Boyan, ÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Yoldaş, akademisyenler ve kursiyerler katıldı.

ÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı ve Kurs Direktörü Prof. Dr. Mehmet Kürkçü, çene yüz bozuklarının cerrahi tedavisinin (ortognatik cerrahi) önemine değinerek bilgileri güncellemek ve pratiğe aktarmak üzere bu kurs programını düzenlediklerini söyledi. Alanlarında bilgi ve deneyim paylaşımını desteklediklerini ifade eden Prof. Dr. Kürkçü, bu yolla mesleğin gelişimine katkı sunmak istediklerini ifade eti. Prof. Dr. Kürkçü “Ortognatik cerrahide güncel konuların yanı sıra, farklı uygulamalar Salzburg/Avusturya Paracelsus Medical Üniversitesi’nden iki tanınmış bilim insanı ve ülkemizin değerli bilim insanları tarafından aktarılacak. Katılımcıların ortognatik cerrahi uygulamalarındaki gelişimlerine önemli katkı sağlayacağını düşündüğümüz kadavra kursunu da planladık. Programı oluştururken tekrarlardan kaçınarak hepimizin ihtiyaç duyduğu konuları bir araya getirmeye çalıştık. Amacımız katılımcılarla, konuşmacı ve kurs eğitmenleri arasında karşılıklı iletişim ortamı oluşturarak, katılımcıların eğitim ve kurslar sonrasında kendilerini daha yetkin ve güven içinde hissetmelerini sağlamaktır.” dedi.

Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Diş Hekimi Fatih Güler ise meslektaşlarına Adana’yı anlatarak verimli bir toplantı geçmesini temenni ettiğini söyledi. Simülasyon üzerinden eğitimlerin yapılacağı günlerin çok uzak olmadığına değinen Dt. Güler bilgi alışverişlerinin teknoloji ile daha iyi noktalara geleceğini ifade etti.

KADAVRALAR ÜZERİNDE EĞİTİM

Çene yüz bozukluklarının cerrahi tedavisinin kadavralar üzerindeki eğitimini Türkiye’de ilk kez 2016 yılında gerçekleştiren ÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı, bu eğitimin ikincisini düzenleyerek önemli bir başarıya imza atmış oldu. Kursun birinci gününde çene yüz bozuklukları alanında önemli konular konuşmacılar tarafından kapsamlı bir şekilde aktarıldı ve tartışıldı. İkinci gün ise kursiyerler kadavra üzerinde cerrahi teknikleri uygulama fırsatı buldular. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Laboratuvarı’nda düzenlenen bu eğitimde Türk ve yabancı eğitmen akademisyenler Prof. Dr. Alexander Gaggl, Doç. Dr. Christian Brandtner, Prof. Dr. Mehmet Kürkçü, Prof. Dr. Altan Varol, Doç. Dr. Emre Benlidayı, Doç. Dr. Ufuk Tatlı ve Yrd. Doç. Dr. Can Tükel iki bölüm halinde kadavra üzerinde eğitim verdi.



 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°