“KADININ BULUNDUĞU HER ORTAMDA, MEVSİM İLKBAHARDIR”
GÜNCEL 23.05.2017 00:36:48 0

“KADININ BULUNDUĞU HER ORTAMDA, MEVSİM İLKBAHARDIR”

“KADININ BULUNDUĞU HER ORTAMDA, MEVSİM İLKBAHARDIR”

EMSA Group Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, kadınların pek çok iş alanında erkeklerden daha düşük maaşa çalıştırıldığını belirterek, 'Bu haksızlık yasa ile çözülmeli' dedi.
Adana Büyükşehir Belediyesi ve Adana Kent Konseyi işbirliğiyle Seyhan Oteli'nde 'İş Piyasasında Kadın Erkek Eşitsizliği ve Ayrımcılık' başlıklı panelde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Mustafa Kemal Atatürk döneminde kadınların eğitimine büyük oranda önem verilirken daha sonra bu önemin kesintiye uğradığını söyledi.
Panelistlerden Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İsmail Güneş kadınların iş gücüne katılımı hakkında slaytlar eşliğinden sunum yaptı. Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranının 1990 yılında yüzde 35'lere ulaştığını anlatan Güneş, 'ABD ve Avrupa'da bu oran yüzde 65'lere ulaşmış durumda. Türkiye'de 2016 yılında bu oran yüzde 24'e düştü. 2023 hedeflerinde bu oranı yüzde 35'e çıkarmaktan bahsediyorlar. Biz bunu zaten yıllar önce yakalamıştık' dedi.demetsabanci_adana_mayis
KADIN OLARAK SİNDİREMİYORUM
Demet Sabancı Çetindoğan ise, kadın erkek eşitliği ve ayrımcılığına karşı çıktığını belirterek şöyle konuştu:
“Kadınla erkeğin tıpatıp aynılığı iddiasını hiçbir zaman savunmadım. Mekanik olarak bu iki cinsi eşit görmeye ya da göstermeye çalışmak beyhude bir çaba. Bütün ömrü boyunca kadın hakları ve kadın girişimciliği mücadelesi vermiş birsini olarak söylüyorum ki kadınla erkek aynı ya da eşit değildir.
Fakat bu biyolojik, ontolojik bir tartışmadır. Daha yüzyıllarca bu tartışma toplumsal ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak sürer gider.
Ama asla kabul etmediğim ve içime sindiremediğim bir durum vardır.
Eşit işe farklı ücret.
Bu konu tüylerimi diken diken yapıyor. Nedense çok rahatsız oluyorum. Hatta o kadar ki bunu kabul eden kadınlara bile kızıyorum.
Nasıl olurda birisi eşit iş yapan bir kadına bir erkekten daha az ücret teklif eder ve nasıl olur da bir kadın bunu kabul eder.
Ne yazık ki personel eğitim düzeyinin arttığı alanlarda bile bu durum hala geçerli. Kimse bunun ekonomik ve teknik açıklamasını yapmaya kalkmasın. Bu düpedüz bir insan hakları meselesidir ve insan hakları kavramı yerel sosyolojik ve demografik farklılaşmalara göre değişen haklar değildir.
İş gücü piyasasının bir kere yasa marifetiyle artık bu haksızlığı kesin olarak çözmelidir. Bütün meslek örgütleri üyelerini bu konuda uyarmalı ve eğitmelidir.
Özellikle markalar kendi marka değerleri açısından piyasaya örnek olmalı ve bu tür eşitsizlikleri silip atmalıdırlar. demet_sabanci_adana
Kadın hakları kuruluşları ve bağımsız izleme örgütleri bu noktada işi çok sıkı tutmalıdır.
Bu uygulamaya geçit verenler bile haksız bir tutum içinde olduklarını biliyorlar. BU bir suiistimaldir ve fırsat verildikçe genişleyecektir.
Kesin olan şu ki hukuki ve insani açıdan savunulamayacak bir iş yaptığını insanlara anlatabilirsek bunun önüne de geçebiliriz.
Kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ayrımcılık konusunun kesin olarak eğitimle, daha doğrusu eğitimsizlikle ciddi bir ilişkisi var.
Meslek örgütleri belli yaptırımlar çerçevesinde bu ayrımcılığın giderilmesine yardım edecek sürekli eğitimler düzenlemeli.
Benim bu vesile ile değineceğim bur konu daha var. Kadın çalışanların istismar ve taciz edilmesini azla ama asla affetmemeliyiz. Geçimi için, kariyeri için çalışan bir kadını iffetini korumak için bunlardan uzak tutmak kabul edilemez düzeyde bir haksızlıktır. Çok ağır ceza ve caydırıcı yasaların geliştirilmesi lazım. demet_sabanci_gunes
Yanımızda, çevremizde böyle bir haksızlık ve hukuksuzlukla karşılaştığımızda çok ciddi tepki vermeli ve kendimizi sorumlu hissetmeliyiz.
Bana dokunmayan yılan bir yaşasın dedikçe kadınlarımızın haklarını ve hayatlarını paramparça etmeye devam ederiz.
Ayrıca kadınların kadın olmaktan kaynaklanan sorumlulukları konusunda da yasaların geliştirilmesi çok önemli. BU noktada ise iyimserim. Görüyorum ki çalışan kadını iş yerinde tutmaya ve buna rağmen onları korumaya yönelik yasalar sürekli olarak hazırlanıyor. Bunun için hükümetimize ne kadar teşekkür etsek az.
Değerli konuklar bu bir anlayış meselesidir. İçimizde olan şey dışımıza çıkmaktadır. Kadının toplum içindeki yerini içine sindirememiş insanlar ne yazık ki her boşluktan çıkarak bu haksızlıkları ve hukuksuzlukları tekrarlayacaktır.
Aile içi eğitimin desteklenmesi ve daha beşikten başlayarak kadın ve erkeğin toplumsal hayat içindeki eşitliği meselesini anlatmamız lazım.
Ama itiraf etmek gerekirse erkek egemen görünüşümüz orta vadede belli bir standarda erişmemizi engelleyecek gibi. Lütfen etnik, sosyal, siyasal ve dini motiflerin bu ayrımcılığa çanak tutan yönlerine karşı dik durun.
Kadını erkeğe ezdiren bir toplumun refaha ve huzura ermesi mümkün müdür?
Aslına bakarsanız son zamanlarda kadın ve eğitim deyince aklıma Celal Nuri ileri 'nin 'Kadınlar her şeyden önce bir pedagogtır.' sözü gelir ve kadının eğiticilik yönünü çok ciddi, bir anlam taşır. Değil mi? Yanı eğitim + kadın çok önemli
Son derece önemli olan bu günün kız öğrencileri, geleceğin anneleridir. Ailede özellikle annenin eğitimli olması şart. Ancak bu şekilde sağlıklı ve ülkesine faydalı bireyler yetişebilir
Bir çok Sivil Toplum Kuruluşları eğitim adına güzel çalışmalar yapmaktadır. Ancak gönlüm istiyor ki bu kuruluşlar eğitim konusunda birlik oluştursunlar ve çok daha büyük çalışmalara imza atsınlar. Çünkü birlikten güç doğar. Hem verilen emek hem de harcanan maddi imkanlar sayesinde bunu başarmak mümkün olacaktır.demet_sabanci1
İş ve toplum hayatı içinde kadının yeri ile ilgili katıldığım bütün etkinliklerde belirttiğim bir husus var. Temel mesele kadın ya da erkek olmaktan kaynaklanmıyor.
Kadının kendini ifade edebilmesi, toplum içinde hak ettiği yeri alabilmesiyle ilgili asıl sorun, temel hak ve özgürlüklerini ne oranda kullanabildiği ile ilgili.
Demokrasinin sunduğu en önemli ve değerli imkânlardan birisi fırsat eşitliğidir. Bunu her fırsatta belirtiyoruz. Kadın ya da erkek diye ayırmaksızın her kişiye aynı hakları tanımak, onların kişisel kapasiteleri çerçevesinde bu olanaklardan yararlanmalarını sağlamaktır.
Bu söylerken kolay, uygularken zor bir durumdur. Üstelik sadece kadınlar ve erkekler arasında değil erkekler arasında da fırsat eşitliği sorunları ne yazık ki gelişmekte olan ülkelerde henüz çözülebilmiş değildir. demetsabanci_sozlu
Üstelik toplumsal hayatın geleneklerden kaynaklanan zaafları da özellikle bizim gibi gelenekselci ülkelerde henüz çözülebilmiş değildir.
Kadınların kapasitesini sorgulamak, kadınlar hakkında şu ya da bu gerekçe ile bir egemenlik kurma çabasını bir kenara bırakarak her bir bireyin demokrasinin sunduğu bütün olanaklardan eşit bir şekilde yararlanmasını sağlamamız gerekiyor. Eğitim bu konuların başında sayılmalı. Çünkü daha en başta eğitim hakkına erişimi engellenen kız çocuklarının ileride nasıl toplum içinde güçlü kadınlar olmalarını bekleyebiliriz ki.
Beni tanıyanlar bilir. Pozitif ayrımcılık konusunu da çok sevmem. Sadece kadın olduğu için birisine öncelik vermenin olsa olsa kibarlıkla ilgilisi vardır. Bu durum hayatın gerçekleri ile uyumlu değildir. Gelişmiş toplumlar kibarlıklarıyla değil, hak ve özgürlükleri eşit olarak dağıtabilmeleriyle bu noktaya geldiler.
Eğitime erişim, en az sağlığa, en az adalete erişim kadar değerli bir konu. Daha yolun başında insanları aldıkları eğitim açısından farklılaştırırsanız, toplumun gelişimini standardize edemezsiniz.
Hiçbir ekonomik gerekçe ve daha da önemlisi hiçbir kültürel gerekçe kadınların eğitime erişimini sınırlama konusunda bahane olamaz, olmamalı.
Bu talep öncelikle toplumun içinden yükselmeli.
Devletse bunun gereğini yapmalı. Hiç bitmeyen bir seferberlik döneminden geçmeliyiz. Sadece eğitime giriş aşamasında değil, yükseköğretimde ve sonrasında da kadınların hak ve özgürlüklerini garanti altına almalıyız.
Bilim, sanat, spor gibi bütün alanlarda kadınların üreteceği değere ihtiyacımız var. Gücümüzü ikiyle çarpmanın bundan daha kolay bir yolu yok.
Bir toplum diğer yarısı olmadan ne kadar uzağa gidebilir. Bir toplum çağdaş bir eğitim almadan nasıl değer üretebilir.
Bu soruların cevaplarını hepimiz biliyoruz.
Artık ideolojik, sosyolojik, psikolojik tartışmalar üretmek zamanı değil. Eylem içinde olmalıyız. Hala kadınların eğitime erişme ve bu haklarını kullanmaları konusunda olumsuz fikri olan birisi var mı? Bu çağ böyle bir yaklaşımı kabul eder mi?
Bir ülkenin refah ve mutluluğu; o ülke insanlarının nitelikli ve sürekli bir eğitim almalarına bağlıdır. Kazanılan bilgi ve beceriler ülkenin gelişmesi açısından katma değer niteliğindedir. Bunun için, sosyo-ekonomik gelişmenin en önemli itici gücü toplumun eğitim düzeyi ve insan kaynaklarının niteliğidir. Eğitim düzeyini ileri noktalara taşıyan ülkeler her alanda bunun olumlu sonuçlarını görmüşlerdir. Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri çok yoğun olarak yaşanmaktadır. Bu da eğitim konusunu her zamankinden daha önemli bir hale getirmiştir. Eğitim ve öğrenim alanında tüm dünyada yaşanan hızlı ilerleme ve gelişmelere rağmen, dünyanın pek çok bölgesinde kadınların eğitimi hala bir sorun teşkil etmektedir. Kadınlar ve kız çocukları eğitim fırsatlarından erkeklere oranla daha az yararlanmakta, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler devam etmektedir. Oysa kadınların ekonomik, sosyal kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını güçlendirmek, hak, fırsat ve imkanlardan eşit biçimde yararlanmalarını sağlamakla mümkün olacaktır. Kadınların eğitime olan erişimlerinin iyileştirilmesi, sadece kadınların kendi gelişimine ve refahına katkı sağlamakla kalmayıp ülkenin ekonomik potansiyelini de arttıracaktır. Ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eğitimin önemi anlaşılmış ve bu konuda büyük reformlar yapılmıştır. Ancak henüz okullulaşma oranında istenilen düzeye gelinemediği görülmektedir; kız çocuklarının eğitim hizmetlerinden tam olarak yararlanmasını engelleyen bazı sebepler bulunmaktadır. Bu çalışmada öncelikle kadın ve eğitim alanında ülkemizdeki yasal çerçeve ele alınacak, daha sonra mevcut yapı; eğitimin farklı kademelerindeki mevcut durumu incelenecek, bu konuyla ilgili politikalar, programlar ve projelere değinildikten sonra, mevcut durumdan yola çıkarak eylem, hedef ve stratejileri belirlenecektir.demet_sabanci_huseyinsozlu
İnanıyorum ki Türk kadını da diğer bütün gelişmiş ülke kadınları gibi uygun ortamı bulduğunda pırıl pırıl parlayacaktır.
Çok anlamlı bulduğum bir sözle konuşmamı tamamlamak istiyorum.
“KADININ BULUNDUĞU HER ORTAMDA, MEVSİM İLKBAHARDIR”

YAZARLAR

35.8° / 20.3°