Soğuk
Savaş döneminde Türk basınının gazetecilik ilkelerini bir kenara bırakarak
propaganda amaçlı tek yanlı “haberler” yaptığı artık sır değil. Korku ve endişe
yaratarak halkı antikomünist yapmayı hedefleyen bu habercilik anlayışının kullandığı
motiflerden biri de güzel, sarışın “Kamçılı Kız” idi. Çok tehlikeli bir kızıl
komünist olan “Kamçılı Kız” Türkiye’ye nasıl sızmıştı? Kimleri kandırıp oyuna
getirmişti?

Tarih
20 Ağustos 1951. Bir gazetemiz şöyle yazıyor.

 “Türkiye’ye sızan kızıl casuslar:
Bunların arasında Bulgar Dahiliye Nazırı’nın kâtibi Kamçılı Kız da var.

Bulgaristan’dan tehcir edilen Türklerle birlikte yurdumuza sokulan kızıl
casuslar hakkındaki tahkikat devam etmektedir. Türkiye’ye giren ve bilhassa
İstanbul Üniversitesi’ne kaydedilen kızıl ajanlar üzerinde ehemmiyetle
durulmaktadır.

Bundan 3 ay kadar önce Tıp Fakültesi’nde 4’üncü sınıfa yazılan ve
Bulgaristan’daki Türk kızları arasında Kamçılı Kız namıyla maruf olan Bulgar
Dahiliye Nazırı’nın kızı hususi tespit edilen kızıl ajanlar meyanındadır.”

Kız Türk ırkındandır ama sistemli bir Bulgar kızıl propagandası altında
yetişmiştir.    Lakabı Kamçılı
Kız’dır.  Çünkü özellikle Sofya’da ikamet
eden ve zaman zaman Bulgar Emniyet Genel Müdürlüğü’ne çağrılan Türk kadın ve
kızlarını kamçı ile dövdüğü için bu unvanı almış. 

Kamçılı
kız Bulgar Dahiliye Nazırı’nın emriyle Türkiye’ye sızdırılmış, kendisi gibi
mülteci kisvesi altına giren diğer ajanlara şef tayin edilmiştir. Bu surette Türkiye’de
gençlerden   bir kızıl şebeke kurmakla görevlendirilen
Kamçılı Kız ve arkadaşları hakkında soruşturma başlatılmış.

Tarih,22 Ağustos 1951 Zaman gazetesi “Kamçılı Kız” haberine devam ediyor ve
ekliyor:  “Ankara’daki Sovyet
Sefareti’nin bahçesinde Diyarbakır askeri havaalanının plan ve krokileri bulundu.”

Soruşturma sonucu tıbbiyeli bir kız faaliyette bulunurken yakalanmıştı.

Kimdi bu kız? Tanımı şu: Sarışın, şahane güzel ve Türk ırkının bütün
özeliklerini vücudunda toplayan kızıl bir ajan. Bulgaristan’daki adı Kamçılı
Kız olan bu ajan, oradan Türklere karşı zulmüyle tanınmış ve himayesiz
bırakılan nice genç Türk kızlarını hata ve sevabına bakmadan kamçılamıştır.

Her türlü casusluk hilelerini, görevlendirileceği ülkelerin örf ve âdetlerini
öğrenen ve o memleketlerin dilini ana dili gibi bilen, sosyete icaplarını en
yüksek dereceye kadar uygulayan, bu arada nişan talimleri yapan, uçak,
otomobil, deniz araçları kullanan bu casuslardan biri olan tıbbiyeli kız, Milli
Emniyet’e teslim edilmiştir. 

Aynı
gün Vakit gazetesi bu habere ek olarak yeni bilgiler veriyor: Kamçılı Kız’ın
üzerinde değişik isimlere düzenlenmiş kimlikler ve tabanca bulunmuş ve kızın
Bulgaristan Kızıl Teşkilatı’na üye olduğu belirlenmiştir.

Akşam
gazetesi ise Kamçılı Kızın gerçek adının İlhan olduğunu yazıyor

Peki
sonuç?  Eylül ayında Kamçılı Kız
haberleri birden sona erdi. Neden mi? Çünkü böyle bir kız yoktu. Polis
söylemiş, gazeteciler de yazmıştı.

Amaç
neydi? Halkın dikkatini dağıtmak. Halk zaten meraklıydı böyle haberlere.  Genç, güzel, akıllı kızıl kızlar casus olarak
aramıza sokuluyor ve gençleri kandırıyorlardı.

Hepsi serbest aşka hazırdı. Namus edep yoktu bunlarda. Amaç muhafazakâr Türk
toplumunu etkilemekti. Etkilediler de. Nasıl olsa bir süre sonra başka bir şey
bulurlardı.