KARALAR: HEP BİRLİKTE ELELE ADANA’YI YÖNETECEĞİZ
Manşet Haber 14.03.2019 15:21:36 0

KARALAR: HEP BİRLİKTE ELELE ADANA’YI YÖNETECEĞİZ

KARALAR: HEP BİRLİKTE ELELE ADANA’YI YÖNETECEĞİZ






CHP
Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Seyhan Belediye Başkanı Zeydan
Karalar, Millet İttifakı’nın İYİ Parti’li Sarıçam Belediye Başkan Adayı
Mehmet Koca’nın İncirlik’teki seçim bürosu açılışına katıldı.





Mitinge
dönüşen seçim bürosunun açılışında Zeydan Karalar ile Mehmet Koca’ya
vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Başkan Zeydan Karalar, Seyhan’da
başlattıkları değişim ve dönüşümü tüm Adana’ya yayacaklarını, bunun içinde uyum
içerisinde çalışacakları ‘Millet İttifakı’nın adaylarının desteklenmesini
istedi. Başkan Karalar şunları söyledi:





“Sarıçam
Adana’nın gözbebeği durumunda. Bu güzel ilçemizin daha da kalkınması ve
sorunsuz büyümesi için sizlerden Mehmet kardeşimize oy istiyorum. Biz Sarıçam’ı
birlikte yönettiğimizde çok daha güzel hizmetler alacaksınız. Çünkü
belediyecilikte uyum çok önemli. Şuna inanıyorum ki 31 Mart akşamı beni
Büyükşehir, Mehmet Koca’yı da Sarıçam belediye başkanı yapacaksınız.”





Millet
İttfakı’nın Sarıçam Belediye Başkan Adayı Mehmet Koca da, “Biz kendimizi
ülkemize ve şehrimize adadık. Gelişmekte olan Sarıçam’ı daha da ileriye
götürmek için Zeydan Başkan ile gece gündüz çalışacağız” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°