KARALAR, KILIÇDAROĞLU VE İMAMOĞLU İLE MALTEPE FORMUNDA
Manşet Haber 1.12.2019 16:26:55 0

KARALAR, KILIÇDAROĞLU VE İMAMOĞLU İLE MALTEPE FORMUNDA

KARALAR, KILIÇDAROĞLU VE İMAMOĞLU İLE MALTEPE FORMUNDA

İstanbul’da Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın ev sahipliğinde düzenlenen Maltepe Ekonomi Forumu “Ekonomide Yeni Arayışlar” programına, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmacı olarak katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de panelist olarak yer aldığı forumda “Dünya’da ve Türkiye’de Kentleşme Olgusunda Yaşanan Dönüşümler” oturumu gerçekleştirildi.
Yerli ve yabancı çok sayıda ekonomist, öğretim görevlilerinin yer aldığı programda, CHP’nin Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP’nin Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP’nin Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık, CHP’nin Arge-Bilim Yönetim ve Kültür Platformundan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hençerli hazır bulundu.
Maltepe Ekonomi Forumu’nun ikinci gününün açılış konuşmasını yapan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir ekonomi kurumsallaşmışsa, siyaset kurumsallaşmışsa sıfırdan, yeniden başlamayız. Her gelen, ‘Siyasete yeni bir beyaz sayfa açacağız’ diyor. Demek ki eski sayfa kirlenmiş. Sorun, sayfayı kirletenler. Yeni bir sayfa açmak zorunda kaldığımız süreci başlatanlar kimler? Eğer siyaset kurumu gerçekten görevini yapsa bu olmazdı. Birinci temel sorunlarımızdan biri bu” diye konuştu.
LİYAKAT KAVRAMI ÖNEMLİ
Siyasette liyakat konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, “Liyakatin olmaması, vaat edilen ile iktidara geldikten sonra gerçekleşenlerin taban tabana zıt olması başka bir soruyu gündeme getiriyor. Devlette liyakatin de zaman içinde bozulduğunu görüyoruz. Liyakat dediğimiz kavram önemlidir. Bürokrasinin de zaman içinde aşındığını ve yozlaştığını görüyoruz” dedi.
-SİYASETİ HANGİ SEKTÖR, KİM FİNANSE EDİYOR?-
Kılıçdaroğlu, Türkiye ekonomisinin değer yaratma açısından içe döndüğünü söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu soruyu sormamız lazım 17 yıldır iktidarda kalan bir siyasal iktidar, inşaat sektörünü neden kutsadı. Bu sorunun yanıtını, siyasetin finansmanında aramamız gerekiyor. Siyaseti hangi sektör, kim finanse ediyor? Eğer rant, siyaseti finanse ediyorsa iktidarın arkasındaki parasal gücü inşaat sektörü sağlıyorsa, o zaman siyasal iktidarın, iktidarını sürdürmesinin yolu bu süreci desteklemekten geçiyor. Nereye kadar? Çıkmaz noktaya gelinceye kadar. Bugün geldiğimiz nokta iktidarı çıkmaz sürecin içine girdiği noktadır.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra, Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin moderatörlüğünde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Dünya’da ve Türkiye’de Kentleşme Olgusunda Yaşanan Dönüşümler” oturumuna katıldı.
İMAMOĞLU: YAŞADIKLARIMIZ BİZE DEVRİM FIRSATI VERİYOR-
Merkezi yönetimle ve belediye meclisinde muhalif olmanın bahane üretmeyi gerektirmediğini vurgulayan İmamoğlu, “İlçe belediyesiyken, hem İBB ile muhalif, hem de merkezi hükümetle o pozisyondaydık. Bölgemizdeki tahakküm, kibir ve baskıcı tavrın bitmesi ve şehirde insanların varlığına değer veren, onları düşünen bir anlayışı ortaya koymuş biriyim. Aslında bütünüyle bunlar bize bir devrim, değişim ve dönüşüm fırsatı veriyor. Bunu belediye başkanlarımız iyi değerlendirmeli” dedi.
-BU ANLAYIŞA MİLLET İZİN VERMEZ-
İmamoğlu göreve geldikleri günden beri yaşadıkları bazı sorunları şu cümlelerle aktardı: “Görünen örnekler de var, Boğaziçi imar yetkisini alma çabası. Kanunları yok sayma, mecliste kabul ettirme çabası var. ‘Bunu biz böyle yaparız, geçiririz böyle olur.’ Olmaz kardeşim, bu millet buna izin vermez.”
İmamoğlu, Aralık ayı içerisinde yapacakları iki çalıştaydan da bahsederek, “Bu süreçte hepimizin demokrasi örneklerini sergilememekten kaçınmamız şart” dedi.
-ZEYDAN ADANA’YI SEÇER MERSİN’İ ANLATTI-
Toplantıda söz alan Zeydan Karalar Adana, Vahap Seçer de Mersin özelinde sosyal demokrat belediyelerin devraldığı belediyelerin sorunlarından bahsederek, bunları nasıl çözebildikleri konusunda deneyimlerini aktardı. Mersin ve Adana’nın, Türkiye’nin küçük bir örneği olduğunu ifade eden katılımcı belediye başkanları, yönetimlerine bırakılan borçlara, şeffaflığa ve çalışma sürecindeki personel istihdamı ile sorunlarına dikkat çekti.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°