KARATAŞ’A 25 YATAKLI YENİ DEVLET HASTANESİ
SİYASET 11.01.2018 16:19:16 0

KARATAŞ’A 25 YATAKLI YENİ DEVLET HASTANESİ

KARATAŞ’A 25 YATAKLI YENİ DEVLET HASTANESİ

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Karataş’ta yapımı planlanan 25 yataklı devlet hastanesinin 2018 yılı yatırım programına alındığını açıkladı.
İlçedeki mevcut hastane binasının, sağlık hizmetlerinin sunumunda gerek mimari gerekse kapasite anlamında ihtiyaca uygun olmadığını gözlemlediklerini ifade eden Ünüvar, “Yaklaşık 3 yıl önce, şu anki mevcut hastane binasının Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile ortak aktif kullanımı üzerine çalışırken, binanın fiziksel şartlarının sağlık hizmetleri alanında kullanımının uygun olmadığı kanaatine vardık. Teknolojik anlamda çağın gereklerine uygun, sağlık personelinin daha verimli olabileceği, tüm ihtiyaçlara en üst seviyede cevap verilebilecek yeni bir hastanenin yapımı için çalışma başlattık ve yeni yapılacak hastaneyi 2018 yılı yatırım programına aldırdık” dedi.
Yeni Karataş Devlet Hastanesinin 25 yataklı olacağını kaydeden Ünüvar, “Uygun yer temini için çalışmalar ve görüşmeler devam ediyor. İnşallah en kısa sürede sonuçlanmasını bekliyoruz. Yeni hastane, şimdiden tüm Karataşlı hemşehrilerimize hayırlı olsun” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°