KARATAY’DAN ADANA LEZZETLERİNE ÖVGÜ
Manşet Haber 15.03.2019 15:12:05 0

KARATAY’DAN ADANA LEZZETLERİNE ÖVGÜ

KARATAY’DAN ADANA LEZZETLERİNE ÖVGÜ






MUTLU
OLMAK İSTEYEN ŞALGAM SUYU İÇSİN





Adana
Sağlık Festivali’ne katılan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr.
Canan Karatay, yerel seçim sürecinde siyaset gündeminden düşmeyen patlıcan,
biber ve domatesin kış aylarında tüketilmesinin sağlık açısından sakıncalarını
anlattı. Kış mevsiminde yaz sebzelerinden uzak durulması gerektiğini vurgulayan
Karatay, kış aylarında hastalanmamak için bol bol turp, lahana, havuç,
karnabahar, havuç ve kereviz yemeyi önerdi.





 Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı Adayı MHP’li Hüseyin Sözlü ve eşi Zeynep Sözlü, 1. Adana Sağlık Festivali’nde Prof. Dr. Canan Karatay’ı Adana Kebabı, ciğer kebabı, şaglam suyu, turp, karışık turşu, salata çeşitleri, yoğurt, mercimekli bulgur pilavı, tereyağı, keçi peyniri ve koyun peynirinin bulunduğu sofrada misafir etti. Sağlıklı beslenme üzerine yapılan sohbette Prof. Dr. Canan Karatay, kuyruk yağlı kebap, ciğer kebabı, şalgam suyu, turp ve turşu çeşitlerinin çok faydalı gıdalar olduğunu söyledi. Proteinin yağıyla birlikte yendiği zaman vücuda fayda sağladığını anlatan Karatay mevsimine göre sebze tüketiminin önemine değindi.
12 AY PATLICAN YERSENİZ VÜCUT İSYAN EDER
Fiyatlarındaki artış nedeniyle yerel seçim sürecinde siyaset gündeminden düşmeyen patlıcan, biber ve domatesin kış mevsiminde tüketimini değerlendiren Karatay, “Kış mevsiminde ucuz olan kış sebzelerini tüketmeliyiz. Yazın da yaz sebzelerini yemeliyiz. Çünkü vücudumuz böyle programlanmış. Ben kışın patlıcan, biber yenmesine karşıyım. Yılın 12 ayı patlıcan yerseniz, vücut olumsuz reaksiyon gösterir. Kışın, turp, lahana, havuç, karnabahar, havuç ve kereviz var. Kışın bu sebzeleri yemeliyiz ki, hastalanmayalım. Her sebzeyi, her meyveyi doğal yetiştiği mevsiminde yemeliyiz” dedi. 






MUTLU OLMAK İSTEYEN ŞALGAM SUYU İÇSİN
Adana’nın milli içeceği şalgam suyuna övgüler yağdıran Karatay, doğal olarak fermente olan şalgam suyu, doğal yoğurt ve evde yapılmış turşu çeşitlerinin bol bol tüketilmesini tavsiye etti. Mutluluk hormunu olan seratonin bağıksaklarda oluştuğunu anımsatan Karatay, “Seratonin üretmek için en doğru besinler, evde yapılmış turşu, doğal fermente olmuş şalgam suyu, sirke ve yoğurttur. Lahana, turp, brokoli, soğan, sarımsak, doğal tereyağı, zeytinyağı, keçi peyniri, koyun peyniri de seratonin sağlar. Geleneksel yöntemlerle yapılmış turşu suyu, şalgam suyu en sağlıklı içeceklerdir” diye konuştu. 
Karatay, makarna, baklava, börek, lahmacun, pizza, hamburger, sandviç ve gazlı içeceklerin tüketilmesinin obeziteye neden olduğunu dile getirdi.
ŞIRDAN UYARISI
İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Canan Karatay, Adana kebabının bol kuyrukla yapıldığı için çok lezzetli olduğunu ancak yanında pilav, patates, makarna gibi yiyeceklerin yenmemesi gerektiğine dikkat çekti. Kentin ünlü yöresel lezzetlerinden şırdan hakkında da değerlendirmede bulunan Karatay, 'Şırdan çok güzel ama içine pirinç konuluyor. Çok az tüketilebilir. Şırdan çok önemli' dedi. Doğal yağların kilo verdirdiğini de aktaran Karatay 'Çok yağlı yemekler yenebilir çünkü yağ kilo verdirir. Yağ bilinenin aksine kilo aldırmaz. Rafine şeker, rafine un, rafine trans yağlar kilo aldırır. Hakiki tereyağı, kuyruk yağı, soğuk sıkım zeytinyağı kilo aldırmaz, karaciğer yağı giderir, Alzheimer önler, kalp hastalığını önler, kanı sulandırır' diye konuştu.







YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°