Manşet Haber 8.04.2019 15:44:42 0

'KARNAVAL ADANA EKONOMİSİNE CAN VERDİ'

'KARNAVAL ADANA EKONOMİSİNE CAN VERDİ'







 Adana ESOB Başkanı Nihat Sözütek, Portakal
Çiçeği Karnavalı'nın kentin tanıtımı ve ekonomisine büyük katkı sağladığını
söyledi. Başkan Sözütek, '5 gün süren karnaval hem kentimize gelen
konuklarımızın hem de esnafımızın yüzünü güldürdü' dedi.





'Nisan'da Adana'da' temasıyla
bu yıl 7'incisi düzenlenen Portakal Çiçeği Karnavalı için yerli ve yabancı çok
sayıda turist Adana'ya akın etti. 3 Nisan Çarşamba günü başlayan ve 7 Nisan
Pazar günü sona eren karnaval Adana'nın sosyal ve kültürel yaşantısına olduğu
gibi, ekonomisine de canlılık kazandırdı.





Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (Adana ESOB) ve Minibüsçüler Odası Başkanı Nihat Sözütek, Türkiye'nin ilk ve tek sokak karnavalı olma özelliğini taşıyan Portakal Çiçeği Karnavalı'nın Adana'yı marka kent yapma adına önemli bir etkinlik olduğunu söyledi.









Her yıl
bir önceki yıla göre daha da gelişen ve büyüyen Portakal Çiçeği Karnavalı'nın kentin
tanıtımı kadar, ekonomisine de büyük katkı sağladığını belirten Başkan Nihat
Sözütek, 'Türkiye ekonomik anlamda ciddi sıkıntıların yaşandığı bir
süreçten geçiyor. Yaşanan ekonomik krizlerden en fazla etkilenen sektör ise hiç
şüphesiz esnaf ve sanatkarlarımız oldu. Böylesine büyük sorunların yaşandığı
bir dönemde gerçekleştirilen Portakal Çiçeği Karnavalı Adana ekonomisine ciddi
bir hareketlilik getirdi' dedi.





Birlik Başkanı Sözütek,
karnavala gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğunu belirterek, 'Karnavalımızın olumlu yansımaları sadece
Adana’yla sınırlı kalmamıştır. Çukurova’yı bir turizm destinasyonu olarak
değerlendirdiğimizde komşu illerimizde karnavalımızdan çok önemli fayda
sağladı.  Yoğun
talep nedeniyle Adana ve çevre illerde bulunan otellerin tamamı doluluk
kapasitesine ulaştı. Karnaval heyecanını yaşamak isteyen yerli ve yabancı
konukların Adana'ya akın etmesi kent ekonomisine de milyonlarca liralık katkı
sundu. 5 gün süren karnaval, zor günler geçiren, çoğu zaman siftah bile
yapmadan kepenk kapatan esnafımızın işlerinin açılmasına vesile olmuş, ekonomik
anlamda rahat bir nefes almalarına olanak sağlamıştır' diye konuştu.





'KARNAVALA
SAHİP ÇIKALIM'





Ekonomiyi
oluşturan her unsurda, karnaval boyunca bir canlanma yaşandığının altını çizen
Başkan Sözütek, Portakal Çiçeği Karnavalı'na Adanalıların ve kent
dinamiklerinin sahip çıkması gerektiğine vurgu yaptı.





Başkan Sözütek, Portakal
Çiçeği Karnavalı'nın aynı zamanda bir çok kente ve yöreye de örnek olduğuna
vurgu yaparak, 'Eğlenceli etkinliklerin yanında, çok sayıda kültürel
ve sanatsal aktivitelere de ev sahipliği yapan Portakal Çiçeği Karnavalı salt
ekonomik açıdan değil kültürel açıdan da önemli bir boşluğu dolduruyor. Bu
kentimiz için ciddi bir kaynaktır ve bu kaynağın her yıl artarak daha yüksek
boyutlara ulaşması en büyük temennimizdir. Bu vesile ile Adanalılar ve esnaflarımız
adına, sosyal, kültürel ve ekonomik yönden Adana için büyük anlam taşıyan
Portakal Çiçeği Karnavalı'nın düzenlenmesinde emeği geçen, başta Adana Valimiz
Mahmut Demirtaş olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar ve
karnavalın gerçekleştirilmesinde büyük çaba harcayan karnavalın fikir babası
Toyota Türkiye Ceo'su Ali Haydar Bozkurt ile emeği geçen tüm kişi, kurum ve
kuruluşlara teşekkür ederim' ifadelerini kullandı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°