KAYALIBAĞ’A MİMAR ELİ DEĞİYOR
Manşet Haber 2.09.2019 19:23:46 0

KAYALIBAĞ’A MİMAR ELİ DEĞİYOR

KAYALIBAĞ’A MİMAR ELİ DEĞİYOR

SEYHAN’DAN BİLİMSEL ÇALIŞMA


Seyhan Belediyesi, Adana Ticaret Odası, Çukurova Üniversitesi ve TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi’nin ortak çalışması olan Tepebağ Yaz Okulu: “Eski İzlerle Yeni Çizgiler” projesi başladı. Seyhan Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen proje kapsamında “Mimari mirası koruma” adı altında, kente dair 3500 yıllık “İzler” modern “Çizgiler”le yeniden nasıl yorumlanacağı irdelenecek.
Tepebağ Höyüğünde bulunan Kayalıbağ Mahallesinde gerçekleştirilen ve değişik üniversitelerden 35 Mimarlık Bölümü öğrencisi ile 14 proje yürütücüsü Akademisyenin katıldığı 9 günlük atölye çalışmasının ilk gününde Çukurova Üniversitesi, Türkoloji Araştırma ve uygulama Merkezi Kültür evinde sunum gerçekleştirildi.
TMMOB Mimarlar Odası Adana Şube Adana Şube Başkanı Ozan Tüzün, ÇÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Duygu Saban, Seyhan Belediyesi KUDEB Başkanı Murat Ulaş’ın katıldığı toplantıda konuşan Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, gençlerle birlikte olmanın çok önemli olduğunu kaydetti.
Gençlikle tecrübenin buluşmasının önemine işaret eden Başkan Akay “ Geçtiğimiz süreç içinde tecrübe kavramı öne çıktı. Ciddi değişim var. Yeniden çağı, günü kavrayan şeylerin hayatımıza girmesi gerekiyor. Bu değişimin hızlı olmasından kaynaklanmıyor. Bu kaybedilmiş çok ciddi bir zamanla ilgilidir” dedi.
Mimarlık Mesleğinin içinde birçok olguyu barındırdığını anlatan Başkan Akay şöyle konuştu;
“Mimarlık çok önemli meslek. Bunun içinde sanat var, Bilim, sosyoloji ve insan var. Ancak; mesleğiniz Kent yaşamında bekli de en geri kalan meslek oldu. Her şeyin kazanç noktasında düşünüldüğü, sadece “bir cm büyük inşaat nasıl yaparım”, “Nasıl daha fazla kar ederim” düşüncesi bizleri belli bir noktaya getirdi. Ancak şu anda farklı bir noktadayız. Mesleğinizin verdiği güçle, kaybedilmiş zamanı geri getirmek zorundayız. Ve bunu yapmaya muktediriz. Bu çerçevede yapılan atölye çalışması da bu düşünceye katkı verecek. Şimdiden Tepebağ höyüğünde bulunan Kayalıbağ Mahallesi için yapılacak atölye çalışmasına katkı sunacak Mimarlık Bölümü öğrencilerine, Mimarlar Odasına ve akademisyenlere teşekkür ederim.”
TMMOB Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Ozan Tüzün de Mimarlar odası olarak yaz okuluna katkı verirken, hem toplumla ilişkiyi kurmak, hem üyelerle bağı arttırmak hem de öğrencilerle odanın bağını kuvvetlendirmek amacıyla hareket ettiklerini anlattı.
Atölye çalışmasında öğrencilerle birlikte sahada olacaklarını ifade eden Tüzün şöyle konuştu;
“Mimarlık dediğimiz şey aslında kent haklarını sağlayacak enstrümanların, çevrenin oluşturulmasından başlayarak kaynakların değerlendirilmesine kadar varan, sonunda birikimlerimizin değerlendirilmesine ulaşan bir olgudur. Yaz okulunda birikimlerimizi nasıl değerlendirebileceğimiz konusunda çalışmalar gerçekleştireceğiz. Bu çalışmanın kentimize üyelerimize ve öğrencilerimize büyük katkı sunacağına inanıyorum”
TARİHİ KİMLİĞE ZARAR VERMEDEN “YENİ ÇİZGİLER”
ÇÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Duygu Saban ise atölye hakkında bilgi verdi.
Tepebağ Kent Atölyesi’nin Yaz Okulu'nda kente dair 3500 yıllık “İzler”in modern “Çizgiler”le yeniden nasıl yorumlanacağı irdelenecek. Çalışma sonunda Kayalıbağ Mahallesinde, tarihi kimliğe zarar vermeden, nasıl bir ışıklandırma yapılabileceğinden, boş alanların nasıl kullanılabileceğine kadar geniş çaplı bir çalışma gerçekleştirilecek. 7 Eylül’de sona erecek çalışma raporlaştırılarak Seyhan Belediyesine sunulacak.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°