KİN VE NEFRETTEN UZAK DURUN!
SAĞLIK 26.06.2017 19:53:42 0

KİN VE NEFRETTEN UZAK DURUN!

KİN VE NEFRETTEN UZAK DURUN!

Sağlıklı beyin için kinden ve nefretten uzak durulması gerektiğini belirten uzmanlar, kişinin mutlu olduğu ve kendini iyi hissettiği zaman bazı hormonal değişimler yaşadığını, bu durumun beyin sağlığı üzerinde önemli etkiler oluşturduğunu söyledi. Okumak, yeni fikirler üretmek, yeni arkadaşlar edinmek beynin daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Kaya Aksoy, beyin sağlığının korunmasına ilişkin önerilerde bulundu.
Sağlıklı bir beyin için kinden, nefretten uzak durulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kaya Aksoy, “Şefkatli, sevecen olmak, insanlara yardım etmek, insanlarla kavga etmemek, iyilik yapmak, insanları sevmek ve çok pozitif düşünmek lazım” dedi.
Anın tadını çıkarın
Anını yaşamanın önemine değinen Prof. Dr. Aksoy, “Kişi anı yaşamıyorsa bir geri adım atıp niye ben anı iyi yaşamıyorum diye kendini sorgulaması gerekir. İçtiğiniz çayın değerini anlamanız lazım, yaptığınız sohbetinin değerini anlamanız lazım, gezdiğinizi sindirmeniz gerekiyor” tavsiyesinde bulundu.
Okuyun, yeni fikirler üretin
Endişe ve kuşkulardan uzak durulması gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Kaya Aksoy, beyni çalıştırmanın en iyi yöntemlerinden birinin okumak ve araştırmak olduğunu da vurgulayarak “Kişinin baktığını görmesi, baktığını algılaması, algılandığını yorumlaması çok önemli. Kişi yorumlarken yeni fikirler üretir. Beynin üretken hale getirilmesi lazım. Bir şeyi öğrenip bir şey öğretmek gerekiyor. Kişinin bir şeyi gördükten sonra onu nasıl yaparım diye düşünmesi lazım” dedi.
Beyin sağlığı için uykunun çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kaya Aksoy, “Rahat uyumak lazım, bunun için de kâbus görmeyecek şekilde günlük hayatı güzel geçirmek ve huzurlu olmak şart” dedi.
Yeni arkadaşlarla yeni bağlantı kurun
Beynin yeni bağlantılar kurmasının beyin sağlığı üzerinde önemli etkiler oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Kaya Aksoy, şu tavsiyelerde bulundu:
“Yeni arkadaşlar edinerek yeni konneksiyonlar (Bağlantılar) oluşturabilirsiniz. Çevrenizi kısıtlı tutup 3-5 insanla sohbet edip kabuğuna çekilmek yerine daha geniş çevreye ulaşmak, daha çok kişiyle beraber olmak lazım. Kişi o geniş konneksiyonları kurduğu zaman, o geniş konneksiyonlara bütün isteklerini, arzularını, iyi niyetlerini gönderip onlardan da aynı tepkiyi alırsa mutlu olur, kendini iyi hisseder çevreyle oryantasyon, uzayla oryantasyonun ve evrenle oryantasyonu yapmış olur. Kişinin içindeki güzel duygular hep bir mertebe yukarı çıktığı zaman yani iyilik yaparak, insanlarla iyi iletişim kurarak, onları kandırmadan iyi şeyler yaparak konneksiyonları devam ettirdiği zaman kişi zaten rahatlayacak hale geliyor.
O zaman Tanrı’nın seni görmek istediği bir vasıfta olduğunu söylüyorsun ve yüzüme iyi bakıyorsan, temizliğine dikkat ediyorsan, kendine baktığın gibi başkalarına aynı şekilde bakıyorsan, göz bakışıyla da iyi olduğunu gösterebiliyorsan o zaman o kafa o beyin her zaman görmeyi arzuladığın manzaranın içerisindeki akarsular gibi akıyordur. Çağlayanlar gibi beyin içerisindeki, zihnin ve hafızandaki bütün bilgiler gayet güzel bir armoni içerisinde gidiyordur, beyin daha iyi işliyordur ancak kin ve nefretle, başkasını kandırmak için 40 tane tilkinin kuyruğunu birbirine dolaştırmadan beyninde her türlü melaneti düşünüyorsan bir gün bir yerinde sorunlar çıkar.”
İyi insan olmak beyin sağlığını koruyor
İyi insan olmak, iyi düşünmek ve sevgiyle beyin sağlığını koruyabilmenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Kaya Aksoy, “Örneğin bir büyükbaba torununu seviyorsa o an büyük bir mutluluk yaşıyor. Mutlu olunca içerde birtakım hormonal değişimler oluyor. O anda hiçbir şey düşünmüyor. Kaygı duyduğu, kuşku duyduğu, sinirlendiği, endişe ettiği, hiçbir şey o an aklına gelmiyor” diye konuştu.
Sağlıklı yaşamak beyni de sağlıklı tutuyor
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Kaya Aksoy, sağlıklı bir beyin için sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşam, doğru ve dengeli beslenmenin de önemli olduğunu belirterek şu tavsiyelerde bulundu:
“İnsan hareket üzerine kurgulanmış bir varlıktır. Hem beden sağlığı hem de zihin sağlığı açısından hareket şarttır. Bu yürüyüş, yüzme, jimnastik, basit egzersizler ve Uzakdoğu yaşam sanatı Tai-chi şeklinde olabilir. Bedene egzersiz yaptırmak, bu egzersizler sırasında zihni dinlendirmek ve arıtmak çok önemlidir. Bir şeye inanarak, niyet ederek hareket etmek en yararlısıdır. İyice doymadan yemekten kalkmak, dengeli beslenmek, karbonhidrata ve şekere yüklenmeden beslenmek ve beyin sağlığını korumak açısından önemlidir.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°