KIVANÇ: TÜRKİYE’DE YATIRIM DA OLUR, ÜRETİM DE OLUR
Manşet Haber 29.06.2020 16:21:55 0

KIVANÇ: TÜRKİYE’DE YATIRIM DA OLUR, ÜRETİM DE OLUR

KIVANÇ: TÜRKİYE’DE YATIRIM DA OLUR, ÜRETİM DE OLUR






Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, özellikle konut, otomotiv, mobilya ve turizm sektörlerinde ciddi bir hareketlenme görüleceğini söyledi.





Kredi paketlerinin Türkiye’nin son yıllarda gördüğü en düşük faiz oranları ile hayata geçirildiğine değinen Kıvanç, “Yerli üretimi destekleyecek ve tüm sektörlerde hareketlenmeyi sağlayacak olan finansman paketleri ve mevcut destekler ile birlikte, Türkiye’de yatırım da olur, üretim de olur, otomobilde alınır, evde alınır ve en önemlisi iş olur, aş olur.” dedi. her zaman sekse aç kızlar Ataköy Seksi Kadın Escort Kristina | İstanbul Escort Bayan sizlerle burada bulusuyor.





Hükümetin ve ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler ve uyguladığı politikaların etkisiyle ekonomide dengelenme sürecinin başladığına dikkat çeken Kıvanç şöyle konuştu:









“Ülkemiz ekonomisi için ikinci çeyreğin kısmen sıkıntılı görünmesine karşın sonrası umut verici gözüküyor. İç piyasaları hareketlendirmeye yönelik yapılan bu düşük faizli kredi destekleri, her alanda hızlı bir toparlanmanın işaretçisi olacak. Mevcut durumda gezi olayları öncesindeki dönemden daha düşük faiz oranları ile kredi imkanı var. Mevcut düşük faizli kredi olanaklarının yanında ithalata ek gümrük vergilerinin getirilmesi, hükümetimizin yerli üretimi her zamankinden daha fazla desteklemesi, düşük kapasitede çalışan işletmelerin kapasite kullanımlarını artırmalarına sebep olacaktır. her zaman sekse aç kızlar Ukraynalı Yeni Escort Janna | İstanbul Escort Bayan sizlerle burada bulusuyor. Bu destekler ile birlikte her alanda daha yerli ve daha milli birçok yatırımın yapılması kaçınılmaz olacaktır.”





Tüketicilerin taleplerinin artması ile konut, otomotiv ve turizm sektörlerinin alt sektörleri başta olmak üzere birçok sektörde hızlı toparlanma ve devamında yükseliş süreci görüleceğini söyleyen Kıvanç, “Diğer yandan harcamaların artmaya başladığının işaretçisi de tüketici güveni olacak. Ayrıca büyüme konusunda genel verilerin pozitif sinyaller verdiğini söyleyebilirim. Bu alanda yakalayacağımız ivme ve değişim, arzu ettiğimiz sürdürülebilir büyümenin itici güçlerinden biri olacaktır.” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°