KOLTUĞA DENİZ OTURDU
Manşet Haber 21.04.2017 16:55:49 0

KOLTUĞA DENİZ OTURDU

KOLTUĞA DENİZ OTURDU

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle başkanlık makamını beşinci sınıf öğrencisi Deniz Aktolga’ya bıraktı
Başkanlık makamında koltuğunu beşinci sınıf öğrencisi Deniz Aktolga’ya bırakan Başkan Sözlü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını omuzlarında taşımaktan gurur duyduğunu ifade etti
DENİZ, BAŞKANLIK MAKAMINDA
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle başkanlık makamı koltuğunu Vakıfbank Ortaokulu öğrencisi Deniz Aktolga’ya bıraktı. Başkanlık makamında oturan Deniz Aktolga, öğrencisi olduğu Vakıfbank Ortaokulu için bir takım eksikliklerin giderilmesi için talimat verdi.
“ÇOCUKLARIMIZDAN ÜMİTVARIM”sozlu_deniz (2)
Aktolga’nın talimatlarının acilen yerine getirileceğini ifade eden Başkan Sözlü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla koltuğunu Atatürk’ün bu bayramı armağan ettiği çocuklara bırakmaktan memnun olduğunu belirtti. Cumhuriyet’in kurucu ilkelerine bağlı bir belediye başkanı olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gidecek çocukların yetişmesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, Türk Milleti’nin geleceği için önemli olduğunu vurgulayan Başkan Sözlü, Türk çocuklarının ailelerine, memleketlerine faydalı bireyler olmasını dilediğini, hayallerini, hedeflerini hep yüksek tutmalarını gerektiğini aktardı.
Çocuklara armağan vererek uğurlayan Başkan Sözlü, çocukları makamda görmenin kendisini Türkiye’nin geleceği için ümitlendirdiğini ifade etti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°