CHP’YE BU GÜNÜ YAŞATANLAR ÇETİN’DEN KORKUYOR…

Son günlerde en sorulan soru şu: CHP’nin “odunu koysa” kazanacağı belirtilen Çukurova’da ne olur, Soner Çetin ne yapar? “Odunu koysa seçilir” benzeri, “tıpış tıpış verecekler” de hiçbir zaman katılmayacağım, üstelik “seçmeni hiçleştirmek” gibi bir anlam taşıdığından ret ederim!

 

 

Son günlerde en sorulan soru şu: CHP’nin “odunu koysa” kazanacağı belirtilen Çukurova’da ne olur, Soner Çetin ne yapar? “Odunu koysa seçilir” benzeri, “tıpış tıpış verecekler” de hiçbir zaman katılmayacağım, üstelik “seçmeni hiçleştirmek” gibi bir anlam taşıdığından ret ederim! Hani şu birinin “adamı olmak” gibi, ya da hiçbir “işlevi olmayan/ düşünemeyen” gibi anlam içerir benim için! Kimsenin oyu kimseye ne “çantada keklik” ne de “tapulu”; bilmelisiniz!

CHP’ye bu günü yaşatan yönetenler, başta da Adana’da partide “ikinci adam” olarak bilinen Burhanettin Bulut, aday belirleme sırasında yaşanan “kıyımın” bedelini seçimde görecek! Partili ya “çok iyi yaptınız” diyecek, ya da “partiliyi param parça ettiniz” denilerek bedel ödetecek! Çukurova Belediye Başkanı/ Adayı Soner Çetin’i “on yılda yaptıklarım, beş yılda yapacaklarım” toplantısını izlerken bunu biraz daha iyi anladım.

CHP’yi yönetenler, CHP’nin adayı Çetin’den korkuyor; sonucu da az/ çok seçim gezilerinde gözlemliyor olmalılar… Doğrusunu söylemek gerekirse, korkmalarına “hak” da veriyorum! Çetin’in karşısında değil “odunu”, kısa süre önce aday belirlemede partiliye yaşattıkları anımsanınca “adayı” da koysalar beklediklerini bulamayacaklarını biliyorlar! 

Not: Çukurova Belediye Başkanı/ Adayı Soner Çetin’in “on yılda yaptıklarım, beş yılda yapacaklarım” toplantısından izlenimlerim “yarın” burada…

 

AKP’li Hatipoğlu, emekliye ne anlatıyordu?

“Acaba orada neler konuşuldu, kim kime kızdı, kim kimin sözlerini umursamadı, kim pişkinlik yaptı” benzeri merakım hiç olmadı! Olayın içinde olanlar anlatmadıkça da irdelemeyi/ eşelemeyi hiç düşünmedim doğrusu! Konu, “birinin” açıklamasıyla gündemimde yer alıyor ancak; saklım yok!

Nasıl oldu, neden böyle bir “duygu kaymasına” kapıldım dersiniz? Anlatalım:  “Yeni bir Seyhan” sözüyle anılmaya başlanan Millet İttifakı’nın AKP’li Aday Erdal Hatipoğlu’nun, emeklilerden oy isterken deklanşöre takılan kareleri “merak etmeye” başladım açıkçası. Öyle bildiğiniz gibi değil!

Örneğin bir kare var; bir ayakkabı onarıp/ boyayan emekli olmalı, tabure de değil/ üzerine oturduğu teneke kutu olmalı, AKP’li Hatipoğlu emeklinin önünde çömelirken ellerini dizlerinin üzerine koyuyor. Emeklinin bakışları sert olduğun kadar, Hatipoğlu’nun gülümseyen gözleri öne çıkıyor! 

AKP’li Hatipoğlu, büyük olasılıkla açıkladığı “sosyal projelerden” söz ediyordur! Emeklilere vereceği Seyhan Karta yüklenecek onikibin liradan,  pazar desteğinden söz ediyordur; kim bilir! Eli dizlerinde duran emeklinin hiç de “destek” benzeri beklentisi yok gibi, “iktidarın verdiğiyle geçinemiyorum, doyamıyorum, yaşayamıyorum, bu yaşımda kimseye el açmamak için çalışıyorum” der gibi… 

AKP’li Hatipoğlu, başta bu ülkeyi yirmiiki yıldır yöneten “iktidarın” adayı olduğunu unutuyor! Emeklinin/ çalışanın açlık sınırı altında yaşamını sürdürmesinin nedeni “iktidardan” başkası gibi, emeklinin yaşam koşullarını zorlaştıran bu “iktidar” değil gibi, emekliyi “destek” alamaya sürükleyen etmenleri oluşturan bu “iktidar” değil gibi projelerinden söz ediyor ya; emeklinin bakışları hiç de “inanmış” gibi değil de, aday kendine inandırabilmek için neler söylüyordu acaba? 


Oktay EROL

17.03.2024 22:25:00

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI