<strong>HAYDİ GÖREV BAŞINA!</strong>

<strong>HAYDİ GÖREV BAŞINA!</strong>






TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nda uzun yıllar görev yaparken, on iki yıldır İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri verirken,tanıştığım, kaynaştığım, gönüldaş olduğum sevgili mühendis mimar meslektaşlarım! Sevgili iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri! Ayrıca günlük yaşamda edindiğim sevgili dostlar!





28 Mayısta yapılacak cumhurbaşkanlığı 2. tur oylamasında, ülkemizin geleceği için olmazsa olmaz bir görev, kilit bir rol sizleri bekliyor. Gelinen süreçte taktiksel değil, stratejik değerlendirme yapmanın zamanıdır.





28 Mayısta yapılacak olan, Erdoğan-Kılıçdaroğlu oylaması değildir. Onlar bugün var, yarın yok.  28 Mayısta iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin oylanacağı bir referandum yapılacak.





Bir yanda, bu güzel ülkemizi ekonomik, siyasal, kültürel, askeri, vb. anlamda bataklığa sürüklemiş, demokrasiyi bir kenara atarak nefes alınamaz hale getirmiş despotik sultanizm (yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, yozlaşma, yalan dolan) rejimi var.





Diğer yanda, bu karanlık kuyulardan ülkemizi aydınlığa, selamete, huzura ve güvene eriştirecek demokratik parlamenter sistem arayışı var.





Bir yanda, İran, Suudi Arabistan, Sudan ve Afganistan’ı rol modeli olarak belirlemiş, ortaçağa geri dönmek isteyen ve bu amaç doğrultusunda devletin bütün imkânlarını kullanan bir zihniyet var.





Diğer yanda, Mustafa Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşını vererek yönünü barış, özgürlük, hukukun üstünlüğü, insan hakları, laiklik ve domokrasiye çevirmiş güneşin çocukları var.





Bir yanda, sorgulayıp üreten, ürettiğini sorgulayıp yeniden üreten mühendis ve mimarların, sağlımızı emanet ettiğimiz ama şu anda yurt dışına göç etmek zorunda bırakılan hekimleri var.





Diğer yanda, Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği ve Türk Tabipler Birliğini dağıtıp, yok etmek, işlevsiz hale getirmek isteyen bir zihniyet var.





Bir yanda, insan yaşamını kutsal bilip bu anlayışla görev yapan, yasal sorumlulukları diz boyu ama yetkileri pratikte sıfır olan iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri var.





Diğer yanda, iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda “bu işin fıtratında (doğasında var”, ölümler kaderdir, kader planının bir parçasıdır diyen zihniyet var.





Bu görev, hiç te sanıldığı kadar zor değil.





Sizler sahada görev yapan insanlarsınız. Görevinizi yaparken çalışanlarla biraz sohbet etmeniz, onların ufkunu açmanız yeterlidir.





Hepimiz bu ülkenin kaynaklarıyla büyüdük, eğitim aldık, meslek sahibi olduk. Bu dar zamanda, bu zor günde ülkemize olan borcumuzu ödemek zorundayız.





Çünkü bizler için başka bir Türkiye yok.





Eğer biz istersek başka bir Türkiye mümkün.





Haydi dostlar, haydi yoldaşlar, görev başına!





17 Mayıs 2023.





Mahmut TEBERİK





Endüstri Mühendisi



Mahmut TEBERİK

17.05.2023 23:48:00

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI