ÖĞRENMENİN SONU YOK

ÖĞRENMENİN SONU YOK










Makalemi yazmak için bilgisayarımın başına oturduğumda, “Örenmenin Yaşı Yok” diye mırıldanırken yakaladım kendimi. Nereden dilime takıldı? Onu da bilmiyorum. Ancak bu söylemin yüzde- yüz doğru olduğuna eminim. Neden diye soracak olursanız?  Şapkanızı önünüze koyup şöyle bir düşünün. Neler ögreniyorum? Nereden öğreniyorum? Nasıl öğreniyorum? Niçin öğreniyorum? gibi soruları kendinize bir -bir sorun. O zaman “öğrenmenin yaşı yok” söyleminin ne kadar doğru olduğunu bulacaksanız.





*****





İnsanoğlu, dünyaya ayak bastığı andan itibaren öğrenmeye başlar. İlk öğrendikleri yakın çevresinden, yani ailesinden olur ve “gözleme” dayalıdır. Bu öğrenme şekli, yaşamı boyunca sürer. Çünkü öğrenme “taklitle” başlar. Çocuklar büyüklerini taklit ederek çok şey öğrenirler. Bu konuda örnek bulmak çok kolaydır. Mesela, babası gazete alan ve okuyan bir ergen, gazete ve kitap okuyucusu olur. Ve bilgisi, büyüklerini ne kadar gözlemler ve taklit ederse o kadar artar, çoğalır ve büyür.  Ba(ğ)zılarımız bu davranışları içgüsel dürtülere bağlasa da, esas olan yukarıda anlattıklarımdır.





*****





Hepimiz çoğu zaman, “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözünü duymuşuzdur. Bu sözün neden söylendiği ve kim tarafından söylendiği insanlar tarafından merak edilmektedir. Ancak “öğrenmenin yaşı yok” deyimi ile çok yakın akrabadır.





Bu söz oldukça güzel ve anlamlı olması sebebiyle, insanlar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. “Bana Bir Harf Öğretenin Kırk Yıl Kölesi Olurum” sözü kim tarafından dile getirilmiştir? Uzmalara göre bu sözü Hz. Ali söylemiştir. Bilindiği gibi Hz. Ali Halifelerin dördüncüsüdür. Bu sözü ile de, insanların doğruyu ya da yanlışı sadece okumakla ve öğrenmekle başaracağından bahsetmektedir. İslamiyet gelmeden önce, kölelik oldukça popülerdi. Bu söz ile, kölelik gibi bir konudan yalnızca bilgi ve ilim ile kurtulabileceğimizi ve bilimin oldukça önemli olduğunu anlatmıştır





*****





Günümüzde bu yaklaşımı, en güzel Atatürk’ün söylemlerinde görürüz. Atatürk’ün bilim ve öğrenmekle ilgili bir çok sözü vardır. En ünlülerinden biri de aşağıdakidir:





“Bu millet ve memleket ilme ve irfana çok muhtaç; eğitim ve öğretim görmek için, ilim ve fen almak için Avrupa’ya, Amerika’ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip öğrenmeye mecburuz. Çok çalışmaya mecburuz. Çalışmak demek ise, boşuna yorulmak terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü medeni buluşlardan, azami derecede yararlanmak zorunludur.”





Bu konuda başka birşey soylemek nafiledir.





Daha doğrusu Gafelet ve Delalet’in içine girer.





Görülmsi gereken husus ise, Hazreti Ali ile Atatürk’ün söylemlerinin, arada yüzlerce yıl olmasına karşın, birbirine çok benzemesidir.





Bu seferlik de bu kadar.





Kalın Sağlıcakla.



Erdoğan VAROL

17.10.2023 00:23:24

YAZARLAR


CHP’NİN DANIŞMA KURULU TOPLANTILARI BAŞLIYOR

YÜREĞİR BELEDİYESİ UYARDI

ENERJİSA’DAN KARATAŞ’TA SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIĞA TAM DESTEK

M1 ADANA AVM’DEKİ “İYİLİK” TEMALI KERMES ZİYARETÇİLERDEN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ.

DİKKAT! FAZLA D VİTAMİNİ ZEHİRLEYEBİLİR!

“ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ”

APARTMANDA İKLİMLENDİRME SİSTEMİY ÜRETMİŞLER!

“ÇUKUROVA’YI PARLAYAN BİR KENT HALİNE GETİRECEĞİZ”        

GÜRER: BORÇLU YAŞAMIN SONUNDA CEZAEVİ VAR

“YÜREĞİR’E YATIRIM YAPAN KAZANIR”

“MAVİ SULARDA ENGELSİZ MUTLULUK” PROJESİ

SEYHAN BELEDİYESİ’NİN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ OLDU

203 MİLYAR BATIK KREDİ VAR

KOZAY: DENİZLER’İN MÜCADELESİ BİTMEDİ

“KARATAŞ SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

TANBUROĞLU: KAZANAN ADANA OLDU

KOCAİSPİR’DEN DEMİRÇALI’NIN İDDİALARINA YANIT VAR