“SEÇMEMEK” DE BİR SEÇİMDİR…/1

Fransız düşünür, yazar, sinemacı Guy Debord’un, “etrafındaki dünya görülmemiş bir hızla değiştiğinde bile seçmen değişmez, üstelik seçmen olarak kalırsa dünyanın sonuna yaklaşılsa bile değişmez…

Fransız düşünür, yazar, sinemacı Guy Debord’un, “etrafındaki dünya görülmemiş bir hızla değiştiğinde bile seçmen değişmez, üstelik seçmen olarak kalırsa dünyanın sonuna yaklaşılsa bile değişmez… karar her zaman uzman reklamcılara dönüşmüş politikacılara bırakılır,” diyor. Amerikalı düşünür William James’de “Bir seçim yapmanız gerektiğinde; ‘seçmemek’ de bir seçimdir” saptamasını yapıyor.

Son günlerde yapılan CHP Seyhan Belediye Başkan Adayı Oya Tekin’le, Cumhur İttifakı’nın AKP’li adayı Fatih Mehmet Kocaispir’in “beş yılda yapacaklarını” anlattıkları izlenceyi anımsadım! Oya Tekin dersine hazırlanmamış bir lise öğrencisi gibi “etkisiz”, Kocaispir rakibi Zeydan Karalar’ı her fırsatta vurmaya çalıştığı “şatafatın” tutsağı olmaktan geri durmamıştı! Her iki izlencede de kimler yoktu ki; varlardı da, ne denli “görülmemiş hızla değişen dünyada” kendilerini göstermekteydiler?

***

Fransız yazar/ düşünür Jean-Paul Sartre “eğer insan açlıktan ölüyorsa, seçim hakkının ona ne yararı olabilir” diye sorar! Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde “hep” sözü edilen “şey” doyum! Yaşamak için gerekiyor çünkü, “doymadan” yaşanmıyor! Adana’da yoksulluğun/ işsizliğin “en uç” noktada yer almasının nedeni olarak “yerel yönetimleri” göstermek, “iktidarın” uyguladığı beceriksiz/ ayıran/ umursamaz uygulamalarını gözden uzaklaştırmak aklı zorlar!

Kocaispir’den önce Yüreğir’de AKP’li Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan vardı. Sözde, Yüreğir “iktidarın” iki dönem ergilerinden yararlandı! Aynı anakent içerisinde “iktidara” yakın bir adayın, “muhalefetin” adayına söz söyleyebilmesi için, öncelikle işbaşında oldukları kentleri “diğerlerinden” ayıracak etmenleri sırlamaları gerekir! Son on yılda Yüreğir’in sosyal yapısını, yurttaşlarının daha iyi yaşadığını/ doyduğunu gösteren birkaç örnek gösterin! Sartre’nin dediği gibi “insan eğer doymuyorsa, size oy vermesinin” gerekçesi ne?” 

Adana’nın en lüks otelinde, basına mı/ partiliye mi belli olmayan bir toplantıda, diğer partilere göre “en üst” şatafatı kullanarak gerçekleştirilen etkinlikte, nüfusunun yüzde sekseni ekonomik zorluk çeken Adanalılar için “neler var” diye düşünenlerdenim doğrusu! Hani, “iktidarla yerel yönetim aynı partiden olmadıkça o kente yatırım gelmez” deniyordu ya; “iktidara” yakın biri olarak Kocaispir’in “yapılacaklar” listesini bir/ kaç kez inceledim! Açıkça söylemem gerekirse, “yükleniciye” yönelik olmayan hiçbir şey görmedim! Tamamı “rant/ ihale” işleriyle ilgili üç aşağı/ beş yukarı! 

Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilen bir etkinlikte “yine” aynı şatafatlı ortama tanık olmuştuk! Orada “Yüreğir belediye başkanısınız, eviniz nerede” diye sorulmuş, “Çukurova” yanıtını vermişti! Adana’nın merkez ilçelerinden Çukurova’da CHP’nin belediye başkanları görev yapmıştı! Durum böyle olunca, “iktidarın” kazanamadığı belediyeleri “topal ördek” yerine koyduğunu da anımsayacak olursak, Zeydan Karalar için yaptığı “hani nerede otogar” demesinin anlamı oluyor mu bilmiyorum!

***

Verdiğiniz sözleriniz “sizde” kalsın! Çünkü onların birçoğunun uzun yıllar gerçekleşmeyeceğini biliyorum! Sizler kapı kapı dolaşırken, karşınıza çıkacak yurttaşın “ben nasıl doyacağım, ben nasıl barınacağım” diye sorduğunda vereceğiniz yanıt daha önemli! Yollar, köprüler, battı/ çıktılar… Tüm bunları bir “iktidar” adayı olarak düşünmeyin bile, “doymayan, kira ödemekte zorlananlara” ne yapacaksınız, yurttaşı “dilenci” yerine koymadan neler yapacaksınız onları söylemelisiniz!

Emekli her geçen gün “açlığa” sürüklenirken, beceriksizliğin sırtına yüklendiğini unutmuyor!   

Sürecek


Oktay EROL

3.03.2024 19:49:00

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI