SEYHAN’DA “BEŞ YILDA YAPACAKLARIM”…

Dünkü yazının son paragrafı şöyleydi: Hatipoğlu’nun, basın danışmanlarının basına servis ettiği bültende “Yeni 1 Seyhan” için “proje” denilebilecek bir tümceyi görmedim! Kimi taziye evlerinden, kimi kadın evlerinden, kimi çocuklara kreşten, kimi gençlere spor alanlarından söz ediyor;

Dünkü yazının son paragrafı şöyleydi: Hatipoğlu’nun, basın danışmanlarının basına servis ettiği bültende “Yeni 1 Seyhan” için “proje” denilebilecek bir tümceyi görmedim! Kimi taziye evlerinden, kimi kadın evlerinden, kimi çocuklara kreşten, kimi gençlere spor alanlarından söz ediyor; “Yeni 1 Seyhan” tanıtımındı bunlardan yok! Peki, “Yeni 1 Seyhan”, nasıl bir Seyhan? 

Çukurova Barış’ın Yayın Yönetmeni Özcan Aladağ da, özellikle Akp’li belediye başkan adaylarının “beş yılda yapacaklarım” toplantılarının “rezalet” olduğunu, “basının” çağrıldığı toplantı salonunun partililerle doldurulmasının “nasıl bir” uygulama olduğunu sordu! 

Ne oldu biliyor musunuz? Toplantı sonrası hazırlanan bültene konulmayan “beş yılda yapacaklarım”, birkaç “iktidara” yakın televizyon kanallarına çıkıp allandıra/ ballandıra anlatılmasının ardından basına gönderildi! Neden toplantı sonrasında hazırlanan bültende olmadığı konusunda yapılan açıklamaların “ilki”, basının da orada oluşuymuş! “Yeni 1 Seyhan”, ayrıntılı biçimde salonda anlatılmış, uzunluğu nedeniyle “basına” gönderilmesi sonraya ertelenmiş! Bültene ne gerek kalmışsa…

“Duyanları heyecanlandıran ayrıntılar” denilen, “beş yılda yapacaklarım” diye anlatılanları incelerken, dedikleri gibi bir duyguya kapıldığımı söylersem yalan olur! Bu anlatılann gerçekleşmesi için, “iktidarın” emekli aylıkları konusunda “tüm yatırımları durmak zorunda kalırız” dediği gibi, Seyhan Belediyesi’nde çalışanlarına aylarca aylık ödeyemez diye düşünüyorum! Ama hepsi belleğimde olacak! O kocaman betondan yapılar, yine betondan çalışmalar… “Muhalefet” adayları söz verseler önlerinde “iktidar” gibi bir “güç” oldukça zor da; “iktidara” yakın adaylar halkın çalışarak doymasını sağlamaktan neden kaçar anlamam! Hep birileri yoksul olacak, birileri ekonomik zorluk yaşayacak, birileri “biz açız/ doymuyoruz” diyecek, “iktidara” yakın olan adaylar da, “yardım edeceğiz, destek olacak” diyecek! Sorumu yinelemem gerek kanımca: “Yeni 1 Seyhan”, nasıl bir Seyhan?

İYİP’li Türkeş Adanalıyı da iyi tanımalı…

Ayyüce Türkeş İYİP Adana Milletvekili, 31 Mart yerel seçiminde diğer partilerde de olduğu gibi, “nedeni” koca partide “aday bulamamak mıydı” bilinmez, partisinin Anakent Belediye Başkan adayı… Kazanma olasılığı var mı; hayır! Ancak “diğer” birçok parti gibi “güçlerini” belirlemek için alandalar! Bir yıl öncesine değin İttifaklarının bir içinde/ bir dışında/ bir içindeydiler, bugün büsbütün dışında! Üstelik yirmiiki yıllık “iktidarın” ortaya koyduğu yoksullaşmayı/ yetmezliği/ karmaşayı/ dili değil de, “eski ortakları” eleştirmeyi yeğliyor; elbette elettirilecek de , bu denli değil ama!

Türkeş’in birkaç toplantı konuşmasını inceledim! Genelde üstüne gittiği Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar! Adana’nın onlarca sorunu dururken Karalar’ın “Adana Adana olalı böyle hizmet görmedi” sözünü, “rezalet görmedi” diye tanımlamasını doğru bulmadım açıkçası! Her ne denli “Adana’nın sorunlarını çok iyi biliyorum, yollar yapacağız, trafiği/ alt yapı sorunlarını çözeceğiz” dese bile Adana’ya ne denli yabancı olduğunu gösteriyor!

“İktidar” partisinin adayları “beton” üzerine bir gelecek sunarken, Türkeş’te benzerini yineliyor! Bildiğiniz Adana’nın hangi sokağı, hangi mahallesi de “sizden” bunları istiyor bilmiyorum! İnsanlar açlıkla sınanıyor, üretici ürettiğini satamaz durumda, gençlerin birçoğu işsizlikten evlerinden dışarı adım atamıyor, her geçen gün büyüyen bir “yardım bekleyen” katman var, emekli aylığını/ ev kadını market raflarındaki durumu düşünürken “yol/ trafik/ alt yapı” derdine düşen kim? İYİP’li Türkeş Adana’yı olduğunca, Adanalıyı da iyi tanımalı… 


Oktay EROL

15.03.2024 00:39:00

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI