“ KURTULUŞ REÇETESİ ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİDİR”
Manşet Haber 16.10.2016 10:00:42 0

“ KURTULUŞ REÇETESİ ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİDİR”

“ KURTULUŞ REÇETESİ ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİDİR”

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, AKP’nin terörü bitirme ve önleme konusundaki yanlış tutumu nedeniyle vatan evlatlarının istikrarlı bir şekilde ölmeye devam ettiğini belirterek, “Artık ölmek istemiyoruz” dedi. Başkanlık sisteminin AKP’nin tüm hukuksuz uygulamalarını meşrulaştıracağını ifade eden Barut, Cumhuriyet dışında bir rejimin, şehitlere ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e yapılan en büyük ihanet olacağını söyledi. Türkiye’yi parçalamak isteyenlerin sürekli Atatürk’e saldırdığını dile getiren Seyhan İlçe Başkanı Abeydullah Kolcu ise, ülkenin kurtuluş reçetesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbi Atatürk’ün ilke ve devrimleri olduğunu kaydetti.
Seyhan İlçe Başkanı Abeydullah Kolcu, gündemle ilgili yaptığı değerlendirmede yaşanan son gelişmelerin ülkenin geleceği açısından son derece tehlikeli ve vahim olduğunu belirtti. Türkiye’yi parçalamak isteyenlerin sürekli Atatürk’e saldırdığına dikkati çeken Kolcu, “Çünkü Atatürk, bu ülkenin, yani kanla, acıyla, gözyaşıyla kurulan Cumhuriyetin, küllerinden yeniden doğan ulusumuzun kalbidir” dedi.chp_seyhan_barut (3)
“ÜLKENİN KURTULUŞ REÇETESİ”
Atatürk’ün emperyalizme karşı tam bağımsızlığı, geri kalmışlığa, yobazlığa, bağnazlığa karşı aklı ve bilim çerçevesinde çağdaşlığı getirmeye çalıştığının altını çizen Kolcu, “Bugün çağın koşullarına uygun yeni bir reçete koyacaksak bunu Atatürk’ün tecrübelerinden ilham almadan yapmak olanaksızdır. O’nun kurtuluş ve kuruluş pratiği ile fikir zenginlikleri çıkış noktamız olmalıdır. Çünkü ülkenin kurtuluş reçetesi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleridir” diye konuştu.
“ARTIK ÖLMEK İSTEMİYORUZ”
CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut ise Türkiye’nin bugün en büyük sorununun terör olduğunun altını çizdi. Barut, “AKP iktidarının yanlış politikaları nedeniyle ne yazık ki istikrarlı bir şekilde ölüyoruz. Her gün ocaklara ateşler düşüyor, vatan evlatlarını toprağa veriyoruz. İktidar ise terör örgütlerini kınamakla, onlara misliyle karşılık vermekle yetiniyor. Artık ölmek istemiyoruz. Artık ocaklara ateş düşmesini istemiyoruz. Barış içinde, mutlu bir şekilde, kardeşçe, bir arada yaşamak istiyoruz. Kendi yurttaşının, askerinin can güvenliğini sağlamakla yükümlü olan hükümet, bunu yapamıyorsa istifa etmelidir” şeklinde konuştu.
“BAŞKANLIK, EN BÜYÜK İHANETTİR”
“Başkanlık” tartışmalarına da değinen Barut, başkanlık sisteminin AKP’nin tüm hukuksuz uygulamalarını meşrulaştıracağını ifade etti. Barut, “Başkanlık, tek adamlık yani dikta, yani padişahlık yönetimidir. Bugün uygulanmakta olan OHAL’in resmi bir yönetim şekline dönüştürülmesidir. Cumhuriyet dışında bir rejim, kurtuluş mücadelesinde kanını, canını veren milyonlarca şehidimize, kurtarıcımız Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan en büyük ihanettir, haksızlıktır” ifadelerini kullandı.
“HERKESİN TEK UMUDU CHP”
Cumhuriyet Halk Partisi var olduğu sürece cumhuriyetin de var olacağının altını çizen Barut, iktidarın uygulamalarından rahatsız olan herkesin tek umudunun da Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu kaydetti. Barut, “AKP’yi iktidardan indirebilecek tek partinin mensupları olarak Cumhuriyetimizi korumak, Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmak zorundayız. Bu nedenle çok çalışmalıyız. Kişisel menfaatleri bir kenara bırakmak, el birliğiyle CHP’yi iktidara taşımalıyız. Aksi halde yakın bir zamanda yaşayabileceğimiz çağdaş bir ülkemiz olmayacak” dedi.
Danışma kurulu üyeleri de yaptıkları konuşmalarda sandık çevresi örgütlenmesiyle ilgili görüşlerini dile getirdiler.chp_seyhan_barut (1)
KATILIMCILAR
CHP Seyhan İlçe Danışma Kurulu toplantısı Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde yapıldı. CHP İl yöneticileri, Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, Zülfikar İnönü Tümer, İbrahim Özdiş, Aydın Uslupehlivan, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ilçe başkanları ve yöneticileri, kadın ve gençlik kolları başkan ve yöneticileri ile partililerin katılımıyla gerçekleştirilen danışma kurulu toplantısı Cumhuriyetin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°