'LAYIK OLDUĞUN ŞEKİLDE YÖNETİLİRSİN' Mİ?

'LAYIK OLDUĞUN ŞEKİLDE YÖNETİLİRSİN' Mİ?

Hani, ‘her toplum, layık olduğu şekilde yönetilir’ derler ya; onu biraz değiştirsek, desek ki ‘egemen güç istediği halk karakterini yapar’ desek, kimse kızılmaz değil mi?
Ne de olsa ‘egemen güç’, adı üzerinde…
Halkın eğitiminin, sağlığının, ulaşımının, yaşamının, modasının, eğlencesinin ‘ne’ olacağına ‘hep’ kendi karar veriyor!
Yaşamın her katarında ‘sıra beklemeli’ diyor; bekletiyor.
Eğitimde ‘kafası karışmalı’ diyor; karıştırıyor.
Her tür ulaşım ‘çile olsun’ diyor; çile oluyor.
Gördüğünü, duyduğunu, olanları ‘sorgulamasın-biat etsin’ diyor; ettiriyor.
Olanlara ‘kafa yormasın’ diyor; yordurtmuyor.
Çocuklar kariyer uğruna ‘ailelerinden uzaklaştırılmalı’ diyor; uzaklaştırıyor.
Hastaneler açıyorlar, ‘aylık şu kadar hasta gelecek’ diye yap-işlet-devretçilere güvence veriliyor; insanları hastalaştırıp hastane kapısına koşturtuyor.
Evet, bu egemen güç…
Her kim ‘her toplum, layık olduğu şekilde yönetilir’ demişse de; kimi bilgilere göre Montesquieu, kimilerine göre Winston Churchill isimleri öne çıkıyor olsa da...
Bir aldatmaca, bir oyalamaca değil midir bu? Bunu başlara, ya da burjuva devrimine, daha da ötelere giderek de yanıtlasanız; ‘hangi halk’ sorusu öne çıkar?
Asgari ücretle, sabahtan-akşama dek çalıştırılan işçiye iş sahibi ‘boğazını ben doyuruyorum’ diyebiliyor. Kendinin iş sahibi olmasında işçinin etkisini ezercesine…
Egemen güç, dediğim işte bu! İşçi, işini bırakamaz, bıraksa yenisini bulamaz! Sonra da tutar, koca koca yığınlara ‘layık olduğun şekilde yönetilirsin’ dedirtirler.
Bu halk bu yaşananlara mı layık?

Kandırmayın…

İktidarın gerek salon toplantılarında, gerekse bir araya geldiklerinde ‘ülkede her şey güllük-gülistanlık’ tablolar çiziyorlar ya...
Dedikleri doğruysa ekonomide, sağlıkta, ulaşımda, eğitimde… Aklınıza gelen her şeyde büyümüşüz de görmezmişiz biz; art niyetlilermişiz!
Bu başkasını görmezlik, bu yandaştan başkasını bilmezlik…
Yapmayın!
Şurası doğru olabilir:
İktidarın etrafını çevreleyenlerin iş, aş, ekonomi, eğitim benzeri konularda sorunu olmayabilir. Gereksinmelerine ulaşabilir, çocuğuna istediği eğitimi aldırabilir, ekonomik vurgunlardan uzak durabilir. Oralarda olabilmek için illerinden, ilçelerinden önde gelen partililerinden aldıkları ‘hamili’ kartlarla yerlerini pekiştirmiş-sağlamlaştırmış olabilir. Etrafa gülücük yayabilirler. İşte bunlar salonu doldurup, alkış tutabilir…
İktidarın gördüğü de bu olmalı!
Birkaç gün önce, MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek yaptığı açıklamada ‘İŞKUR üzerinden kamuya alınan işçiler için, AKP il başkanlarından ‘özel listeler’ gönderildiğini, bu listelerle kamuya işçi alındığını’ söylüyor!
İktidar yanlıları ‘olur mu öyle şey’ şaşkınlığı yayarken, muhalefette ‘yaaa, öyle mi’ serzenişinde bulundu.
Öyle ya, kimsenin haberi yoktu bunlardan, kimse bilmiyordu; İŞKUR, kendine yapılan başvuruyu ‘liyakat esasına’ göre uyguluyor, adayları iş sahibi yapıyordu!
Bunu yapsa yapsa CHP yapar…
Birkaç yıl önce, bir hastanenin temizlik ihalesini alan tanıdığıma, birinin ismini verdiğimde ‘inan ki, biz ihaleyi alıyoruz ama, çalışanların listesi partiden geliyor’ demişti. ‘Bir kişi de mi hakkın yok’ dediğimde de yemin etmişti…
Yine geçtiğimiz yıl, CHP’nin kazandığı bir belediyeye gitmiştim aynı sorun için. Yetkili ‘inan, tüm çalışanların alımına taşeronlar karar veriyor, belediyenin kadroda etkisi yok’ demişti. Bende ona ‘yalancının’ demiştim. Uzaklaşmıştım…
Bu halk, bunca olana ‘layık olduğu için’ seçiyor bunları değil mi?
Kandırmayın…

Akıl tutulması

İktidarın, onbeş yıldan buna yaptığı ‘yanılmadığı, aldanmadığı’ ne var bilmiyorum…
İçeriden dışarıya, eğitimden sağlığa, dostlarından düşmanlarına, ekonomiden birlikte yürüdüklerine…
Bir ABD vardı, hep dost gülücüklüydüler.
Sözde terörle birlikte savaşıyorlar, birlikte kurşunluyorlardı…
John Bass, bir ABD büyükelçisiymiş; Ankara’nın…
‘IŞİD, Türkiye’de dokuz aydır eylem yapmıyorsa bu IŞİD vazgeçti anlamına gelmez, bunun nedeni İşbirliğimizdir’ diyordu…
Burada ‘demek istiyor ki’, diye başlayan bir tümce kurmaya gerek yok! Geçtiğimiz yıl ülkemizin birçok yerinde katliamlar yapıp canlar alan, bu gün bile patlayıcılarla yakalananların destekçisi, koruyucusu ABD’ymiş. Demek ki ülkemizdeki bileni John Bass’mış…
Tümcenin içerisindeki ‘IŞİD vazgeçti anlamına gelmez’ bölümü ya… Yaklaşık yarım yüzyıl önce Aşık Mahsuni ‘Amerika katil’ dediğinde, onu cezalandıranlar bugün olanları biraz olsun kanıksama gereği duyuyor mu acaba? Bu yurdun düşüneni kimmiş; anlamışlar mı acaba?
Akıl tutulması yaşamamak olası mı?

Oktay EROL

20.10.2017 01:06:39

YAZARLAR


MHP İL BAŞKANI KANLI: 31 MART SEÇİMLERİ HALKIN MEVSİMSEL TERCİHİ"

ADANA’DAN DÜNYAYA SEVGİ, DOSTLUK VE BARIŞ MESAJI

SEYHAN NEHRİ ÜZERİNDE VOLEYBOL, TENİS VE KONSER

ANADOLU EMEKLİLER DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA

YÜREĞİR BELEDİYESİ PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA

KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK