MAHÇUBİYET HİSSEDİYORLAR
Manşet Haber 26.09.2016 19:36:19 0

MAHÇUBİYET HİSSEDİYORLAR

MAHÇUBİYET HİSSEDİYORLAR

Adana/Ulus)--Milliyetçi Hareket Partisi Adana İl Başkanı Yusuf Baş, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz ile ilgili ilk kez konuştu. Baş, Yılmaz için, “Bir mahçubiyet hissettiklerini görüyorum” dedi.
MHP İl Başkanı Yusuf Baş, Çukurova Barış Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, MHP’nin olağanüstü kongre süreci yaşadığına dikkat çekti, olağanüstü kurultay süreci ve yaşananlar ile ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi:
“MHP geçmiş yıllarda 3-5 adaylı yarışın içinde oldu. Olağanüstü süreci partiye başkaldırış olarak ortaya koymamak lazımdır. Zaman zaman partiler iniş ve çıkışları yaşar. Ülke zor bir süreçten geçiyor. Genel başkanımız olağanüstü kongrenin partiyi küçülteceğini, örseleyeceğini her daim söyledi. MHP’nin kurumsal kimliğini zedelemek adına olağanüstü kongrenin partiye zarar vereceğini bilmek lazım. Partimize sıkıntılı süreç yaşattılar. İlçe kongrelerimiz 9 Ekim tarihinde başlıyor. Seçim takvimi gün olarak daha belirlenmedi. Bizim kongrelerimiz bir TOY havasında geçer. Hala kalkışmanın travmaları yaşanıyor ülkemizde. Olağanüstü kongre isteyenlerin tavırlarına da dikkat çekmek isterim.
Adana kendi dinamikleri ile hareketli bir şehir. Farklı düşüncede insanlar olabilir. Ama bu farklı düşünmek partimize ve genel başkanımızın kimliğine zarar verecek noktada olur ise buna da izin verilmez. Kurultay delegeleri imza topladı. İmza verenler tercihlerini kullandı. Örneğin Seyfettin Yılmaz Beye genel başkanımız güzel makamlar verdi. O ise bir tercih yaptı. Ekibi başarılı olamayınca sanırım Seyfettin Yılmaz Beyin parti ile ilgili beklentileri yerine gelmeyince bir mahcubiyet içinde olduğunu düşünüyorum. Parti çalışmalarına bunun için katılmıyor. Adana’dan kurultaya giden delege sayısı 23’tür. İmza veren 4 kişidir. Diğer delegelerimiz kongreye gitmemiştir. Bu arkadaşlarımız da o gidişlerimizden sonra durup düşündüler. Muhalif kanat Adana ile ilgili büyük baskılar uyguladı. Gidilmemesi gereken bir davranışın gerçekleşmesini beklerdik. Pişmanlık duyduklarını düşünüyorum.”seyfettin_yilmaz_secim_buro (1)


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°