MAHKEMEDEN YAYIN YASAĞI
Manşet Haber 18.02.2018 23:17:23 0

MAHKEMEDEN YAYIN YASAĞI

MAHKEMEDEN YAYIN YASAĞI

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 4.5 yaşındaki kız çocuğuna yönelik cinsel istismar olayı ile ilgili olarak Adana 1. Sulh Ceza Hakimliğinin soruşturma tamamlanıncaya kadar bu olayla ilgili her türlü yayınların yasaklandığını açıkladı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bu konuda yapılan açıklama şöyle:
“Adana Cumhuriyet Başsavcılığımızca, 10 Şubat 2018’de bir düğünde 4,5 yaşındaki mağdura yönelik gerçekleşen olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
Olayın ardından derhal harekete geçen Cumhuriyet Başsavcılığımızca adli soruşturma işlemlerine başlanmış, yakalanan fail, 11 Şubat 2018’de sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliğince “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” ve “Cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından tutuklanmıştır. Olayla ilgili suç delilleri önemli ölçüde toplanmış, soruşturmanın hızla tamamlanmasına çalışılmaktadır.
Soruşturma devam ederken bazı basın ve yayın organları ile internet ortamında olaya ilişkin asılsız haber ve yorumlara yer verildiği, mağdur çocuğun isim ve fotoğrafının paylaşıldığı görülmüştür. Mağdur çocuk ve ailesi için ikincil bir mağduriyete yol açan bu yayınlar üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca çocuğun yüksek yararı doğrultusunda 5187 Sayılı Basın Kanununun 3/2 maddesi uyarınca olayla ilgili yayın yasağı talep edilmiştir.
Talebi değerlendiren Adana 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 17 Şubat 2018’de soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamıyla ilgili yazılı, görsel ve internet medyasında her türlü haber, röportaj v.b. yayınların yapılmasının yasaklanmasına karar verilmiştir.
Söz konusu tedbir, mağdur çocuğun korunması ve soruşturmanın sağlıklı biçimde ve süratle sonuçlandırılması amacıyla alınmıştır. Bu menfur olaya haklı olarak tepki gösteren herkesin, zaruri ve geçici nitelikteki yasaklama kararına en başta mağduru koruma hassasiyetiyle riayet etmesi beklenmektedir.
Cumhuriyet Başsavcılığımızca olayla ilgili büyük bir titizlikle sürdürülen soruşturma, mümkün olan en kısa sürede tamamlanarak tutuklu şüphelinin adalet önüne çıkarılması sağlanacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°