MECLİS ÜYELİĞİ İÇİN ÇIRPINANLAR..!

MECLİS ÜYELİĞİ İÇİN ÇIRPINANLAR..!

Yerel seçim her geçen gün biraz daha yaklaştıkça siyaset kazanı daha fazla kaynamaya başladı. Belediye başkanlığı, meclis üyeliği için aday adayları bir bir ortaya çıkıyor. Kimi ilk kez seçime gireceği için daha bir heyecanlı kimileri de sahip olduğu mevkiyi, koltuğu korumanın derdinde.

İki kez, üç kez belediye başkanlığı yapanlar var, yıllardan beri meclis üyesi sıfatıyla tanınanlar var.

İşin başındayken, merdivenin ilk basamağında dururken “bana birkaç yıl yeter, yapacağımı yapar, sonra koltuğumu devrederim” diyerek, alçakgönüllü davrananlar, koltuğun sıcak gelmesi nedeniyle “halk istediği müddetçe buradayım” demeye başlıyor.

Kimileri de “daha ne yaptık ki, yapacak çok işimiz var” diyerek, işi pişkinliğe vurup, gitmemek için direniyor.

Gazetecilik yaşamımda yıllardan beri o kadar çok belediye meclisi toplantısı izledim, o kadar çok belediye başkanı ve meclis üyesi tanıdım ki.. Genelde değişen bir şey yok.. Gelişme de yok..

Aralarında gerektiği gibi çalışan, koşturan, halkla içiçe, sorumluluğunu bilip, ona göre mücadele edenler çok var ama öyleleri de var ki nasıl seçilir, nerden bulurlar böylelerini anlayamıyorum.

En çok da yapacağı işle ilgili hiçbir bilgi sahibi olmadığı halde “ille de ben” diyenlere tav oluyorum. Oluyorlar da.. Ne edip ne yapıp bir yolunu, bir adamını bulup oluyorlar.. Ve yetinmiyorlar da..

Ya arkadaş, senin başka işin gücün yok mu? Hadi beş yıl yaptın, neyse bir beş yıl daha girdin o kapıdan, ona da amenna, ama hala “ben” diyorsun.. Derdin ne? Sen seçildiğinde doğan çocuklar ergen oldu, sen hala “gitmem” diyorsun.

“Yaşadığım kente, insanıma hizmet ediyorum” diyorsan, bir sen mi varsın.. “İşi öğrendim diyorsan”, bir sen mi akıllısın, “tecrübe” diyorsan, sen gıtmezsen başkaları nasıl tecrübe edinsin?

Duyuyorum, kulağıma geliyor, bazı meclis üyesi aday adayları, yakın zamanlarda kesinleşecek listelerin üst sıralarına yazılabilmek için neredeyse mevcut belediye başkanlarının ya da seçilme olasılığı yüksek olan adayların dizinin dibinden ayrılmıyormuş. Aman başkan, yaman başkan tavırlarıyla, “beni unutma sakın” diyorlarmış.

Abovvvv! Ne tatlı işmiş bu..! Ne maaşı var, ne bir makamı...Haftada bir ya da iki gün toplan, biraz konuş biraz dinle, derdin varsa söyle.. Sanki başka hiç kimse yapamaz da “ille de ben” diyorsun..

Aralarında gözünü daha yukarılara diken, meclis üyeliğini basamak olarak kullanan, kendini eğitip, geliştiren ve siyaseti profesyonelce yapanlar da var, onlara elbette sözüm yok. Halkın desteğini alıp, yaşadığı bölgede lider olarak görülenler de var ona da tamam..

Ama öyleleri de var ki ne dünya, ne memleket gündeminden haberi var, iki kelimeyi yanyana getirip derdini anlatamaz, çoğunluk ne yaparsa onu yapar, indir kaldır elini işlem tamam.. Ya da işi gücü yemekten yemeğe, toplantıdan toplantıya koşturmak olan, her yerde boy gösterip, çalışıyormuş havası verenler..

Neyse,

“Hepitopu adının önüne bir sıfat eklenecek diye mi tüm bunlar ?”, ya da “ne hizmet aşkıymış sendeki be kardeşim..!” desem, alınma sakın..

İnsanlık hali, içimden geldi yazdım işte..

Tuncay DAĞLI

23.11.2018 20:11:58

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI