MEHMET ÇELEBİ: AKP’NİN ACZİYETİNİN GÖSTERGESİ
Manşet Haber 26.01.2020 21:15:55 0

MEHMET ÇELEBİ: AKP’NİN ACZİYETİNİN GÖSTERGESİ

MEHMET ÇELEBİ: AKP’NİN ACZİYETİNİN GÖSTERGESİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, AKP İl Başkanı Mehmet Ay’ın TEMSA ve İncirlik’te işten atılan işçilere sahip çıkan CHP yöneticileri, milletvekilleri ve belediye başkanlarına yönelik sözlerine sert yanıt verdi. Çelebi, “Emeğin, emek mücadelesinin ne olduğunun bile idrakinde olmayan Sayın Mehmet Ay’ın CHP’nin seçilmiş yöneticilerine yönelik siyasi rant amaçlı sözleri iktidar partisinin içerisinde bulunduğu acziyetin göstergesidir. Türkiye’deki ve Adana’daki emekçiler kimlerin emek dostu, kimlerin emek ve emekçi düşmanı olduğunu çok iyi bilir. Emek sömürüsü, işsizlik ve yoksulluk CHP döneminde değil AKP döneminde doruk noktasına ulaşmıştır” dedi.
CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurulduğu günden bu yana “emek en yüce değerdir” anlayışıyla emek mücadelesinin başarıya ulaşması, emeğin gerçek anlamda karşılığını alması için politika ürettiğini vurguladı. CHP’nin her daim emek kesimiyle dayanışma içinde olduğunun altını çizen Çelebi, 18 yıllık AKP iktidarı döneminde uygulanan politikaların tümünün ise emek düşmanı olduğunu ifade etti.
AKP İl Başkanı Ay’a hitaben sözlerine devam eden Çelebi, “Dünyanın en verimli üç ovasından biri olan Çukurova’da tarımı CHP değil AKP’nin neoliberal tarım politikaları bitirdi. Yılda üç kez ürün alınabilen, bereket fışkıran bu toprakları işleyip üreten çiftçi bugün ürettiği için sürekli zarar ediyor ve bu nedenle üretmekten vazgeçiyor. Cumhuriyetin kuruluşunda kalkınma hamlesinin öncülüğünü yapan Adana sanayisini bitiren yine AKP iktidarıdır. Uygulanan yanlış teşvik politikaları nedeniyle Adana‘da binlerce kişiye istihdam sağlayan 50’nin üzerinde fabrika kapandığı ya da başka illere taşındığı için binlerce emekçinin işsiz, aşsız kalmasına neden olan AKP iktidarıdır. Bu fabrikalar kapanırken, insanlar açlığa, yokluğa mahkum edilirken CHP olarak emekçilerle birlikte alanlardaydık, siz neredeydiniz? Tarımın ve sanayinin başkentiyken, zenginliği ile filmlere konu olan Adana bugün, ne yazık ki yoksulluğun ve işsizliğin başkenti konumuna gelmiştir” diye konuştu.
Adana’daki ve Türkiye’deki işsizlik sorununun sorumlusunun AKP iktidarı olduğunu yineleyen Çelebi, “İşsizlik sorununu çözecek olan iktidardır. 18 yıldır tek başına iktidarda olan ve istediği her şeyi istediği gibi yapabilen siyasal iktidarın işsizlik sorununun çözümü için bir tek adım atmaması çok manidardır. AKP iktidarı döneminde temeli atılan, açılan bir tek fabrika yokken, Cumhuriyetin mirası olan, milyonlarca kişiye istihdam sağlayan, ülke ekonomisinin lokomotifi konumundaki kurum ve kuruluşların özelleştirme adı altında yandaşlara adeta peşkeş çekildiği gerçeği önümüzde duruyor. Bugün milyonlarca insan açlık sınırının altında ücretlerle yaşam mücadelesi veriyor. İktidarın belirlediği asgari yani en düşük ücret bile açlık sınırının altında. Emekçileri, emeklileri açlığa mahkum eden yine AKP iktidarıdır. Sayın Ay bu gerçekler ışığında kim emekçinin dostu, kim emekçinin düşmanı?” şeklinde konuştu.
13 yıl önce turizm teşvik bölgesi ilan edilen Karataş-Yumurtalık bölgesinde turizm yatırımları için bir tek çivi dahi çakılmadığı gibi Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bu bölgenin turizm teşvik bölgesi olmaktan çıkarıldığını anımsatan Çelebi, enerji üssü olacağı iddiasıyla enerji ihtisas endüstri bölgesi olarak ilan edilen Ceyhan ve Yumurtalık bölgesinde de bir tek çivinin çakılmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Adana’yı, Adanalıyı düşünüyorsanız önce iktidar partisinin il başkanı olarak iktidarınızın Adana’yı neden cezalandırdığının hesabını verin. Ayrıştıran, ötekileştiren politikaların tümünde mensubu olduğunuz ve 18 yıldır ülkeyi tek başına yöneten partinizin imzası var. AKP’li büyükşehir belediyelerinin yapımına başladığı raylı sistem projelerinin neredeyse tamamı Ulaştırma Bakanlığına devredilirken, defalarca kez miting alanlarında söz verildiği halde Adana Büyükşehir Belediyesini batıran raylı sistemin devralınmaması ayrıştırma, ötekileştirme değil midir? Gerçekten de Adana’ya, Adanalıya hizmet etmek istiyorsanız iktidarınızın verdiği sözü tutmasını sağlayın ve raylı sistemin devrinin gerçekleştirilmesini sağlayın.”
“İKTİDARI KAYBETME KORKUSU”
CHP’li yöneticilerin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının dün olduğu gibi bugün de yarın da “emek en yüce değerdir” anlayışıyla TEMSA ve İncirlik işçileriyle, emek mücadelesi veren herkesle dayanışma içinde olacağının altını çizen Çelebi, “Cumhuriyet Halk Partisi ezilen, sömürülen, haksızlığa ve zulme uğrayan herkesle dayanışma içinde olmaya devam edecek. Bu durumdan rahatsız olmanızın nedenini biz de halkımız da çok iyi biliyor. CHP’nin toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, halkın sorunlarını çözmeye yönelik politikalarına halkımız sahip çıkıyor ve bu durum iktidarınızı rahatsız ediyor. Çünkü AKP iktidarının sonu geldi. Sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Çünkü biz sırça saraylarda değil, halkımızla birlikte omuz omuza çağdaş, laik, demokratik bir medeniyet hedefine ulaşmak için mücadele ediyoruz. Bu mücadeleden de asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°