MENEVŞE: EKONOMİK GÜVEN ENDEKSLERİ KASIM AYINDA YÜKSELDİ
Manşet Haber 30.11.2019 19:45:52 0

MENEVŞE: EKONOMİK GÜVEN ENDEKSLERİ KASIM AYINDA YÜKSELDİ

MENEVŞE: EKONOMİK GÜVEN ENDEKSLERİ KASIM AYINDA YÜKSELDİ

Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe, kuruluşunun 125. yılının kutlandığı odanın ulu bir çınar gibi köklerinin 125 yıllık sağlam bir zemin üzerinde durduğunu ifade edereke, “Odamız bu günlere gelirken en önemli özelliğini asırlık gücünü birlikteliğinden almaktadır.” dedi.
Kasım ayı olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı İsmail Acı Başkanlığında, gerçekleştirildi. Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, odanın 125 yıllık kazanımını bu Meclisten gelmiş geçmiş tüm Meclis Üyelerinin sunduğu katkılardan sağladığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Adana ekonomisine yön verici özelliğimiz her daim öncü olmuştur. Bizlere emanet edilen bu Odanın çatısı altında en iyi hizmeti şehrimize vermemiz en önemli görevimizdir. Göreve geldiğimiz ilk günden bu güne kadar 1,5 yıllık görev süremiz boyunca çok güzel işlere sizlerle birlikte imza attık. Görev süremiz boyunca da birçok işe imza atmaya kararlıyız. Geriye dönüp baktığımızda bıraktığımız kalıcı eserlerin varlığını bilmek gurur kaynağı olarak hep bizlerle birlikte anılacaktır. Fani bir dünyada yolculuk ediyoruz. Geriye hizmet edecek eserler bırakmaktan daha güzel ne olabilir ki? Adana Ticaret Odası'nın sahibi tüm Adana. Bu nedenle Adanalı hemşehrilerimizin hizmetine sunulacak her işte var olmak bizler için en büyük kazanç. İşte bu Meclisimiz bu eserleri şehrimize hizmet aracı olarak bırakacak şansa sahip bir Meclis olmanın kıvancını bir ömür taşıyacaktır. Tüm yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı az önce ifade ettiğim gibi ortak akılla başarıya ulaştıracağımıza inancım tamdır. Bizlerde ortak akılla aldığımız ve bundan sonra da alacağımız kararları hayata geçirecek ve başarıya giden yolda Odamızın en iyi Odalar arasındaki yerini muhafaza edeceğiz ”
“1,5 yıldan beri yaşadığımız ekonomik sıkıntıların yavaş yavaş geride kaldığı, artık denge ve toparlanma dönemine girdiğimizin işaretlerini görüyoruz. Ekonomik güven endeksleri Kasım ayında yükseldi. Şehrimizde de TEPAV araştırmalarında da ekonomik güven endeksinin yükseldiği tespit edilmiştir. Konut ve otomotiv sektöründe bir hareketlilik yaşanmıştır. Bu gelişmeyi Adana piyasasında da görüyoruz. Adana'da konut satışları Ekim ayında % 3,3 artmıştır. Enflasyon ve faizlerin düşme temayülü, kurlardaki oynaklığın azalıp stabil hale gelmesi, ihracat, turizm gelirlerindeki artışlar ve cari açığın kapanması olumlu gelişmelerdir. Bu olumlu gelişmeler beklentileri artıracak ve kapasite kullanımını yükseltecektir. Böylelikle yeni yatırımlar olacak ve işsizliğin azalması sonucunu doğuracaktır. Bu olumlu durum bir fırsattır. Kalkınma ve refahın artması, istihdamın kalıcı hale gelmesi için ekonomi programlarını destekleyen eğitim, hukuk ve demokrasimizi onaran, iyileştiren hamlelerin yapılmasının tam zamanıdır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°