MEYVE SİNEĞİNE KARŞI TOPLU İLAÇLAMA
Manşet Haber 13.07.2018 11:43:00 0

MEYVE SİNEĞİNE KARŞI TOPLU İLAÇLAMA

MEYVE SİNEĞİNE KARŞI TOPLU İLAÇLAMA

Turunçgiller başta olmak üzere birçok meyve çeşidinde problem teşkil eden ve özellikle Rusya Federasyonu'na ihracatı engelleyen Akdeniz meyve sineğine karşımücadele kapsamında, 16-20 Temmuz tarihlerinde toplu ilaçlama yapılacak.
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 13 milyon 669 bin adet ağaç ve 454 bin dekar turunçgil arazisi ile ülkemizin narenciye üretimi yapılan en önemli merkezlerinin başında Adana’nın geldiğini söyledi.
Türkiye narenciye üretiminin 4 milyon 770 bin ton olduğunu, bunun bir milyon 355 bin tonunun Adana genelinde gerçekleştirildiğini ifade eden Doğan, “Yöremizde yetişen birçok meyve çeşidinde sorun teşkil eden, özellikle Rusya Federasyonu'na ihracatı engelleyen Akdeniz meyve sineği ile mücadele çok önemli bir konu. Akdeniz meyve sineğinin, turunçgil bahçelerinde ekonomik kayıplara neden olmaması için Adana İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, toplu mücadele yapılması konusunda karar almıştı. Bu kapsamda biz de üreticilerimizin 16-20 Temmuz tarihleri arasında Adana genelinde narenciye bahçelerinde kimyasal ilaçlama yapması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Tüm üreticilerimizin bu konuda hassasiyet göstermeleri, kendileri, yöremiz ve ülkemizinekonomik kayıplarının önlenmesi bakımından önemli” dedi.
Doğan, üreticilerin, Akdeniz meyve sineği ve diğer zararlı türleriyle mücadelede gerekli kurum ve kuruluşların duyurularını dikkate alıp gereken adımları zamanında atmaları gerektiğini sözlerine ekledi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°