MİMAR HATİCE ÇUBUKÇU, ÇUKUROVA’DAN ADAY ADAYI
Manşet Haber 20.10.2018 01:55:04 0

MİMAR HATİCE ÇUBUKÇU, ÇUKUROVA’DAN ADAY ADAYI

MİMAR HATİCE ÇUBUKÇU, ÇUKUROVA’DAN ADAY ADAYI

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Adana İl Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden Mimar Hatice Çubukçu, Çukurova Belediye Başkan aday adaylığı başvurusunu yaptı.
CHP'de farklı kademelerinde görev yapan mimar Hatice Kartum Çubukçu, daha yaşanabilir bir Çukurova için göreve talip olduğunu belirterek görev verilmesi halinde kadın hassasiyetiyle başkanlık yapacağını vurguladı.
Mimar Hatice Kartum Çubukçu, 1999 yılından beri aktif olarak farklı kademelerinde görev aldığı CHP'den Çukurova İlçe Belediye Başkan aday adaylığı başvurusunu yaparken çok heyecanlı olduğunu ifade ederek, “Bu göreve talip olmamda mesleğim olan mimarlığın yanı sıra, 6 yıl boyunca belediye çalışanı olarak edindiğim tecrübeler, uzun yıllardır serbest mimar olarak çalışmalarım ve bir anne olarak tüm ülke sorunlarına duyarlı vatandaş olmamın büyük bir etkisi var' dedi.
Türkiye'nin ekonomik ve siyasal açıdan çok zorlu bir süreçten geçtiğini ifade eden Mimar Hatice Kartum Çubukçu, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında, şunları kaydetti:
'İnanıyorum ki ülkemizin bu zorlu günlerinde gerek sosyal projelerle gerekse de yönetimde bir kadın hassasiyeti oluşturarak başarılı, katılımcı, sosyal belediye anlayışı ile çevreci, geri dönüşüme önem veren, tüm kadın nüfusunun erkek nüfusundan fazla olduğu ilçemizde kadın duyarlılığı ve dayanışmasıyla ile başarıyla ulaşacağız. 2008 yılında kurulan ve partili Belediye Başkanlarımın bıraktığı bayrağı ve başarılı çalışmalarını daha da ileriye taşıyarak ilçemiz Çukurova'ya farklı bir vizyon kazandıracak, mesleğinde uzman kadrolarla örnek teşkil edecek yönetim anlayışı ile örnek belediye olacağımıza inanıyorum.
Yıllardır içinde yaşadığım Çukurova'yı sokak sokak biliyorum. İlçemin Sorunlarını, çözüm yollarını ve birlikte yaşadığım sıkıntıları, bu ilçede mutlu huzurlu bir sosyal çevre yaratmanın önemini ve bu bilince sahip tüm Çukurovalı dostlarla birlikte yaşıyoruz. Birlikte mücadele ederek birlikte başaracağız ve sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla kentimizi daha da yaşanabilir bir hale getireceğiz.'


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°