MİSİS GÜNYÜZÜNE ÇIKIYOR
Manşet Haber 3.10.2018 22:59:12 0

MİSİS GÜNYÜZÜNE ÇIKIYOR

MİSİS GÜNYÜZÜNE ÇIKIYOR

Roma, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğundan günümüze kadar yaşamın kesintisiz sürdüğü Misis'te arkeolojik kazılar devam ediyor. Yılda 2 dönem ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde devam eden kazılarda geçmişe ışık tutacak önemli eserler ve yapılar gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.
Bölgede bulunan tüm tarihi yapıların özgün yapısına kavuşturulacağını belirten Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan ''Misiste arkeolojik kazılar 2012 yılından bu yana Yüreğir Belediyesi koordinatörlüğünde Adana Arkeoloji Müzesi başkanlığında, Roma İtalyan Uluslararası Araştırma Merkezi ve Pisa Üniversitesi işbirliğinde devam ediyor. Bunun yanı sıra Roma dönemine ait 2 adet su değirmeni, kervansaray restorasyonu çalışmaları da devam ediyor. Kazılarda elde edilen bulgulara göre Misis 7 bin yıllık geçmişi olan bir yer. Arkeolojik kazılar devam ettikçe tarihe ışık tutacak çok önemli eserlerin ortaya çıkacağı tahmin ediliyor.[caption id='attachment_98950' align='aligncenter' width='660'] DCIM100MEDIADJI_0064.JPG[/caption]
Devam eden kazıların yanı sıra kervansaray restorasyonu çalışmalarının tamamlanmasıyla bölge önemli bir turizm merkezine kavuşmuş olacak. İşlevsel değerini geçen zaman içerisinde yitiren ve bu nedenle yok olmaya yüz tutan su değirmenlerini, otantik yapısıyla toplum hayatına tekrar kazandıracağız.'' dedi
Kazıların uzman ekiplerin kontrolünde sürdüğünü belirten Başkan Çelikcan '' İtalya Roma Ulusal Araştırma Konseyi Prof. Dr. Anna Lucia D’Agata, Pisa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Giovanni Salmeri'nin yanı sıra restaretör, arkeolog, sanat tarihçisi,filolog, heykeltıraş, ressam, topograf, fotoğraf sanatçısı ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla devam ediyor. Kazılardan çıkarılan bütün parçalar çok yönlü olarak araştırılıp yetkililere teslim ediliyor.
ÖDÜLLÜ PROJE
Ölümsüzlük Şehri Misis Projesinin ödüllü bir proje olduğunu belirten Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan ''Tarihi Kentler Birliği Özendirme Yarışmalarında ''Proje Yarışmasında'' 2014 yılında birincilik,''Uygulama Kategorisinde'' ise 2016 yılında ''Süreklilik Ödülü'', 2017 ve 2018 yılında ise ''Başarı Ödülüne'' layık görüldük.2018 Yılı ''Başarı Ödülünü'' ise 14-17 Kasım 2018 Tarihinde alacağız.'' şeklinde konuştu.[caption id='attachment_98953' align='aligncenter' width='660'] DCIM100MEDIADJI_0017.JPG[/caption]

[caption id='attachment_98952' align='aligncenter' width='660'] DCIM100MEDIADJI_0010.JPG[/caption]


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°