MİSİS’TE ROMA DÖNEİ DEĞİRMENİ
Manşet Haber 13.10.2016 09:44:51 0

MİSİS’TE ROMA DÖNEİ DEĞİRMENİ

MİSİS’TE ROMA DÖNEİ DEĞİRMENİ

Adana(Ulus)--Yüreğir Belediyesi ile Adana Arkeoloji Müzesi, Roma İtalyan Ulusal Araştırma Merkezi ve Pisa Üniversitesi işbirliğinde yürütülen 2016 Sonbahar Dönemi Arkeolojik kazıları devam ediyor. Kervansaray Restorasyonu ile Lokman Hekim Cami Rekonstrüksiyon çalışmaları devam ederken Roma dönemine ait 2. ve 3. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve 1970 yılına kadar kullanılan 2 su değirmeni restore edilip çevre düzenlemesi yapılarak eski özgün yapısına kavuşturulacak.
İki ay sürecek çalışmalar Prof Dr D'Agata tarafından yürütülüyor. 2016 İlkbahar döneminde yapılan kazılarda, höyüğün 10 metre altında Geç Hitit Dönemi'nde büyük önem taşıyan bir kale yapısı bulunmuştu. Bu yıl yapılacak çalışmalarda o dönemin insanlarının günlük yaşamlarına dair detaylar araştırılacak. DCIM100MEDIADJI_0192.JPG
Kazılara yılda iki dönem (ilkbahar ve sonbahar) devam edildiğini belirten Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan Misis'in yapılan kazılar sonucu önemli bir turizm merkezi olacağını belirtti. Misis'te kazı çalışmalarının 2012 yılından bu yana devam ettiğini dile ifade eden Çelikcan, Havraniye Kervansaray restorasyonu ve Lokman Hekim Cami rekonstrüksiyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Ceyhan nehri üzerindeki tarihi su değirmenlerinin de restorasyonunun başladığını belirten Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte bölgenin önemli bir turizm merkezi olacağını kaydetti.

Bölgenin şu anda sit alanı olduğunu ve kaçak yapılaşmaya asla izin vermeyeceklerinin altını çizen Çelikcan; 'Misis önemli bir yaşam merkezi. Devam eden çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte ortaya çok güzel eserler çıkacaktır. Bunun için bölgeye ayrı bir önem veriyoruz. Çevre estetiğini bozacak kaçak yapılara kesinlikle izin verilmeyecektir.' şeklinde konuştu.misis_kazi_sudegirmeni (2)
SU DEĞİRMENLERİNİ TURİZME KAZANDIRIYOR
Yüreğir Belediyesi tarihi yeniden yaşatmak, su değirmenlerinin nasıl çalıştığını göstermek amacıyla, Misis'te bulunan Roma dönemine ait 2. ve 3. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve 1970'li yıllara kadar kullanılan 2 su değirmenini restore edip çevre düzenlemesini yaparak eski özgün yapısına kavuşturacak.
Anadolu'da su değirmenlerinin 20. yüzyılın son çeyreğine kadar işlevsel olarak varlığını sürdürdüğünü ve insanoğlunun sahip olduğu ilk teknolojilerden bir olduğunu belirten Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan 'Ceyhan nehri üzerinde bulunan, Roma döneminde M.S. 2. ve 3. yüzyılda yapılan ve 1970 yıllara kadar kullanılmaya devam eden 2 su değirmeninin restorasyonlarını ve çevre düzenlemesini yaparak turizme kazandıracağız. İşlevsel değerini geçen zaman içerisinde yitiren ve bu nedenle yok olmaya yüz tutan su değirmenlerini, otantik yapısıyla toplum hayatına tekrar kazandıracağız.' şeklinde konuştu. DCIM100MEDIADJI_0075.JPG
MİSİS ÇOK YÖNLÜ BİR PROJE
'Ölümsüzlük Şehri Misis' projesinin sosyal, turizm ve ekonomik boyutuyla çok yönlü bir proje olduğunu belirten Çelikcan 'Misis projesi, dünya kültürel mirasına kazandırılması yönüyle kültürel, vatandaşların sosyal yaşama kazandırılması yönüyle sosyal, Çukurova turizmine yeni bir odak kazandırılması yönü ile turizm ve kültür, tarım-köy mantığıyla ekonomik girdilerin sağlanması yönüyle ekonomik boyutu olan özel bir projedir. Belediyemiz 'Ölümsüzlük Şehri Misis' projesi ile adeta bölgemiz ve ülkemiz için model teşkil edecek nitelikli ve çok yönlü bir çalışmaya imza atmaktadır. “ dedi.
DCIM100MEDIADJI_0025.JPG

DCIM100MEDIADJI_0129.JPG

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°