MUHTARLARDAN, ONUR BELGESİ
Manşet Haber 25.05.2019 11:46:12 0

MUHTARLARDAN, ONUR BELGESİ

MUHTARLARDAN, ONUR BELGESİ



Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Ramazan Özünal ve 100 civarında muhtar Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı ziyaret etti.
Zeydan Karalar’a görevinde başarı dileyen Ramazan Özünal, Zeydan Karalar’ın şimdiye kadar güzel işlere imza attığını belirterek, “Bundan sonra da hep birlikte, siyaset yapmadan, Adana’ya hizmet edeceğiz. 31 Mart 2019’dan sonra siyasi mücadele bitti, şimdi hizmet zamanı. Muhtarlar, siyasiler gibi mücadele ederek göreve geldi” dedi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da, muhtarların önemini uzun yıllardır dile getirdiğini ifade ederek, “Seyhan’da 98 muhtarımız vardı. Ayda bir 12 muhtarımızla toplanıp, ihtiyaçlarını öğrenir, sorunlarını dinlerdik. Bir mahallede sorun varsa en iyi muhtarların bileceğini düşünüyorduk. Seyhan’daki muhtarlarımız, Büyükşehir’e gitmemizi istemedi. Onlarla uyum içinde çalıştık, iyi hizmet verdik. Orada hizmet ederken, bize oy veren, vermeyen ayrımı yapmadık. Bundan sonra da ayrım yapmayacağız. Büyükşehir’deyiz ama muhtarlarımızın tamamıyla birlikteyiz. Muhtarlar demokrasimizin temel taşıdır” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Ramazan Özünal, Başkan Zeydan Karalar’a, muhtarlar adına onur belgesi verdi.
Muhtarlar da, mahalleleriyle ilgili sorunları içeren dosyaları, Zeydan Karalar’a iletti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°